Peygamberlerin birini inkâr, hepsini inkâr demektir...
19/09/2019 Perşembe Köşe yazarı S.A
Yaratılış gayesini Peygamberlerden öğrendik. Yerde ve gökte ne varsa
hepsi bizim için yaratılmış, bize hizmet etmektedirler. Bizi de O'nu tanıyıp
O'na ibadet etmemiz için yarattığını bildirdiler.
Rabbimizin bize bahşettiği en büyük nimetlerden biri de akıl
nimetidir... Ancak akıl, tek başına bir şey yapamaz, onun da ermediği
şeyler vardır ve çoktur. Bunu yüce Rabbimiz bildiği için, bizlere acıdı
ve en büyük nimet olarak bizlere peygamberler gönderdi, kitaplar
indirdi...
Aklımıza kalsaydı; iyi ile kötüyü, hayır ile şerri nasıl ayırt
edebilecektik, gözlerimizle göremediklerimizi nasıl tanıyacaktık? Mesela:
İmanın şartlarından biri olan meleklere imanı, nasıl elde edebilecektik?
Rabbimizi ve O'nun sıfatlarını, kıyamet gününü, tekrar dirileceğimizi ve yaptıklarımızdan
hesaba çekileceğimizi onlar bildirmese idi, aklımızla nasıl
kavrayabilecektik?..
Peygamberlerin sayısı yüz yirmi dört binden fazla, bunlardan üç yüz on üçü
resuldür. Hepsi imanın altı şartını (yani Amentü'yü) kavimlerine bildirdiler,
bunlara iman etmeye onları davet ettiler. Bunun içindir ki; bu peygamberlerin
birini inkâr, hepsini inkâr demektir.
Nuh aleyhisselam asırlarca kavmini imana davet etti. Bu uzun sürede
yalnızca 80 civarında kişinin imanla şereflendiği rivayet olunmaktadır. Dokuz yüz
elli yıl onlara mühlet verilmesi, yüce Rabbimizin en büyük ihsanıdır. Kullarına
azap vermek istemiyor, ebedi saadete kavuşmalarını arzuluyor. Yoksa onlara bu
kadar uzun süre tanınmazdı...
Ad kavmi Hud aleyhisselamı, Semud kavmi Salih aleyhisselamı, Lut kavmi Lut
aleyhisselamı inkâr ettiler. Bunlar için de ayrı ayrı "peygamberleri
inkâr ettiler" ifadesi Kur'an-ı kerimde geçer.
Bütün peygamberlerin aralarında ayrılık olmaksızın bildirdikleri hususlar
şunlardır:
1- Bizleri ve bütün kâinatı yaratan ve yaşatan Rabbimizin varlığına ve
birliğine iman etmek, O'ndan başkasına tapmamak, insanların kendi elleriyle
şekillendirip meydana getirdikleri ve kendisine dahi faydası olmayan taşlardan,
ağaçlardan medet ummamak, onlardan bir şey beklememek...
2- Rabbimizin emirlerini, neleri yapmamızı, neleri yapmamamızı
bildirdiler. Nasıl hareket edersek Cennete veya Cehenneme gireceğimizi
öğrettiler...
3- Yaratılış gayesini onlardan öğrendik. Yerde ve gökte ne varsa hepsi
bizim için yaratılmış, bize hizmet etmektedirler. Bizi de O'nu tanıyıp O'na
ibadet etmemiz için yarattığını bildirdiler.
4- Yaşamakta olduğumuz bu dünya hayatının geçici olduğunu, bir imtihan
salonu olduğunu öğrendik. Gerçek hayatın ahiret hayatı olduğunu yine o mübarek
zatlardan öğrendik.
Sevgili Peygamberimizin sünnet-i seniyyesini öğrenip tatbik edebilene
ne mutlu...