Allahü teâlâ için darılmak
09/05/2024 Perşembe Köşe yazarı O.Ü
Sual: Günah işleyenlere karşı mesafeli durmak, darılmak, dinimiz açısından uygun olur mu?
Cevap: Hicr, menetmek,
dostluğu bırakmak, dargın olmak demektir. Günah işleyene, ona nasihat olması
niyeti ile hicr eylemek, caizdir, hatta müstehaptır. Bu hâl, Allahü teâlâ için
darılmak olur. Hadis-i şerifte;
(Amellerin, ibadetlerin en kıymetlisi, hubb-i fillah
ve buğd-ı fillahtır) buyuruldu. Hubb-i fillah, Allahü teâlâ için
sevmek demektir. Buğd-ı fillah ise, Allahü teâlâ için sevmemek, dargın olmak
demektir. Allahü teâlâ, Musa aleyhisselama;
-Benim için ne yaptın? buyurunca;
-Ya Rabbi, senin için namaz kıldım,
oruç tuttum, zekât verdim, ismini çok zikreyledim, diye arz edince, Allahü
teâlâ;
-Namaz, sana burhandır, kötü iş yapmaktan korur. Oruç,
kalkandır, Cehennem ateşinden korur. Zekât da, mahşer yerinde gölge verir, sana
rahatlık verir. Zikir, mahşerde karanlıktan kurtarır, ışık verir. Benim için ne
yaptın? buyurdu.
-Ya Rabbi! Senin için olan işin ne
olduğunu bana bildir, diye yalvarınca;
-Ya Musa! Dostlarımı sevdin mi, düşmanlarımdan
kesildin mi? buyurdu. Musa aleyhisselam, Allahü teâlânın en çok
sevdiği ibadetin, hubb-i fillah ve buğd-ı fillah olduğunu anladı.
Günah işleyeni, kabahat yapanı uzun zaman hicr eylemek
caizdir. Ahmed bin Hanbel hazretlerinin haramdan geldiği bilinen hediyeyi kabul
ettikleri için amcasını ve oğullarını hicr eylediği meşhurdur. Resulullah
efendimiz, Tebük gazasına gelemeyen üç kişiyi hicr eylemiştir.
Sual: Bütün Peygamberlerin iman ve ibadet olarak
bildirdikleri hep aynı mıdır?
Cevap: Bütün
Peygamberler, hep aynı imanı söylemiş, hepsi ümmetlerinden aynı şeylere iman
etmeyi istemişlerdir. Fakat, dinleri, yani kalb ile, beden ile yapılması ve
sakınılması lazım olan şeyleri başka başka olduğundan, Müslümanlıkları da
ayrıdır.
Sual: İnsanlara maddeten yardım eden, hayır yapan
kimse, zekât vermiş gibi ibadet sevabı alabilir mi?
Cevap: İhlas ile, yani Allahü teâlânın rızasına,
sevgisine kavuşmak ve sevap kazanmak niyeti ile, farzları, sünnetleri yapmaya
ve haramlardan, mekruhlardan kaçınmaya, yani ahkam-ı islamiyyeyi, İslamiyetin
hükümlerini yerine getirmeye ibadet etmek denir. Niyetsiz, ibadet olamaz. Önce
iman etmek, sonra İslamiyeti öğrenmek ve yapmak lazımdır.