"Sükût eden, dünyâda da âhirette de kurtulur"
18/11/2023 Cumartesi Köşe yazarı V.T
Muhammed Rukiyye hazretleri büyük velîlerdendir. 1494 (H. 900)
senesinde vefât etti. Tasavvuf yolunu Yûsuf Mahdûm'dan öğrendi. Zâhirî
ilimlerde eşsiz, tasavvuftaki derecesi çok yüksekti. Talebelerine şöyle
buyurdu: "Size bu yolda lâzım olan, mücâhede ve riyâzeti elden bırakmamak,
bu yolun âdâbına gereği gibi riâyet etmek, bu yolun temeli olan doğru söze ve
helâl yemeye devâm etmektir."
Hocam Yûsuf Mahdûm şöyle buyurmuştur: "Sadık talebe önce
halvet ve uzlete çekilmeli, oruç tutmalıdır. Yeme, uyku ve konuşmanın az
olmasına, devamlı abdestli olmaya ve beş vakit namazı cemâatle kılmaya dikkat
etmelidir. Her gün Kur'ân-ı kerîmden yüz âyet-i kerîme okumalıdır. Sonra Allahü
teâlâyı çok zikretmelidir. Her gün yüz İhlâs sûresi, yüz istigfâr ve Resûlullah
efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) rûh-i şerîflerine yüz salevât-ı
şerîfe okumalıdır. Buna devâm eden kimsenin Ârif-i billah olması mümkündür.
Bundan fazlasını yapmak daha iyidir. Büyüklerimiz buyurdular ki: Susmak, açlık,
az uyumak, uzlet ve zikre devâm yolumuzun aslıdır. Hadîs-i şerîfte
buyruldu ki: (Ya hayır söyle veya sus. Susan kurtulur.) Yâni
sükût eden kimse, dünyâda düşmanlarından, âhirette ise ateşten kurtulur.
Eshâb-ı kirâmdan Ukbe bin Âmir buyurdu ki: Resûlullah
efendimize; 'Dünyâ ve âhirette kurtuluş ne ile olur?' diye suâl ettim.
Resûlullah efendimiz; (Dilini muhâfaza eyle. Zarûret olmadıkça
evinden çıkma. Günahlarını hatırlayıp, ağla. Kurtuluş bunlarla olur) buyurdu.
Tasavvuf yolunun esâsı, devamlı Allahü teâlâyı zikretmek,
hatırlamaktır. Kur'ân-ı kerîmde meâlen; (Allahü teâlâyı her hâlinizle çok anın
ki) [dünyâ ve âhiret saâdetine kavuşup azaptan] kurtulabilesiniz) buyrulmaktadır
(Cum'a suresi 10)
Allahü teâlâ, âyet-i kerîmede kurtuluşu, çok zikre bağlı
kılmıştır. Mu'âz bin Cebel'in rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte, Resûl-i ekrem
efendimiz; (Cennet ehli, dünyâda zikretmeden geçirdikleri zamanları
için pişmân olurlar) buyurmuştur.
Fudayl bin İyâd hazretleri de; 'Allahü teâlâyı zikreden, zikirle
nîmetlenir, sevap kazanır, günahtan kurtulur' buyurdular.
Bir mürşid-i kâmile talebe olmak isteyen kimse, dînin emir ve
yasaklarına uymak ve tasavvuf yolunun edeplerine riâyet etmek sûretiyle,
mürşid-i kâmilin işâret buyurduğu şekilde ibâdet ve tâatle meşgûl olunca, hem
nefsini ıslâha, hem de ilâhî mârifetlere kavuşur."