Vakıf, tarihî bir müessesedir
24/08/2020 Pazartesi Köşe yazarı R.A
İslâmiyette ilk vakıf, Peygamber Efendimiz tarafından Hicret’in üçüncü
senesinde Medîne-i münevverede kuruldu.
Vakıf müessesesinin tarihi çok eskilere dayanır. İslâm'dan önce
Arabistân'da bilinen en eski vakıf, Mekke-i mükerreme'deki Kâbe-i
şerîfe'dir. Kâbe-i muazzama, yeryüzünde ilk mabed olarak
kabul edilir ve yapının temelleri Hazret-i Âdem'e (aleyhisselâm)
kadar dayandırılır. Bugünkü Kâbe şeklinin, Hazret-i İbrâhîm (aleyhisselâm)
ve oğlu Hazret-i İsmâîl (aleyhisselâm) tarafından inşâ
edildiği, Kur'ân-ı kerîmde bildirilmiştir. (el-Bakara, 125; Âl-i imrân, 96-97;
el-Mâide, 97; el-Hac, 26)
Peygamber Efendimizden önceki Peygamberlerin zamanlarında da vakıflar
kurulmuştur. Önce dînî gâyelere dayalı olarak kurulan vakıflar, zamanla
ictimâî, sosyal gâyelerle de kurulmaya başlanmıştır.
İslâmiyetin gelmesiyle hakîki hüviyetine kavuşan vakıf müessesesi,
Müslümânları hayra, yardıma ve iyilik yapmaya teşvîk eden âyet-i kerîmeler,
vakıfla alâkalı hadîs-i şerîfler, icmâ-i ümmet ve Sahâbe-i kirâmın tatbîkâtı
esâslarına göre kurulmuştur.
İslâmiyette ilk vakıf, Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâm tarafından
Hicret’in üçüncü senesinde Medîne-i münevverede kuruldu. Bir önceki makâlemizde
de yazdığımız gibi, Peygamber Efendimiz, kendi mülkü olan yedi hurmalığı,
Müslümânlığı koruma maksadıyla vakfetti.
Peygamber Efendimizin sünnetine tâbi olan Hulefâ-i râşidîn ve diğer
Eshâb-ı kirâm da (radıyallahü anhüm) vakıflar yaptılar.
Emevîler zamanında vakıf müessesesinde büyük gelişmeler oldu. Abbâsîler zamanında
İmâm Ebû Yûsuf Hazretleri, vakıf müessesesinin hukûkî mâhiyetini tespit etti.
Orta Asya’dan Atlas Okyanusu’na kadar her tarafta câmiler, medreseler,
mektepler, tekkeler, hastahâneler, imâretler, ribâtlar, kervânsarâylar, yollar
ve köprüler gibi pekçok hayırlar yapılarak vakfedildi.
Büyük Selçûklular zamânında, Müslümânlar tarafından vakıf kurma işleri daha da
hızlandı. Anadolu Selçûkluları, Dânişmendliler, Gazneliler, Atabegler,
Eyyûbîler zamanında Hindistân, Afganistân ve diğer Müslümân ve Türk
devletlerinde birçok vakıf kuruldu.
Mısır’daki Memlûkler döneminde iyice gelişip yaygınlaştı. Şüphe yok ki
vakıflar, en büyük gelişmeyi Osmânlılar zamanında gösterdi.
“İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olanıdır” hadîs-i şerîfini
rehber edinen Osmânlılar, her sâhada muazzam ve kalıcı eserler meydâna
getirdiler.
Vakıf yoluyla tesîs edilen bu sayısız eserler, muazzam Osmânlı ülkesini bir
baştan diğer başa kadar ağ gibi ördü.
Yüzyıllar boyunca, İslâm ve Türk dünyâsında, ictimâî nizâmın
korunmasına, fertler arasında yardımlaşma ve dayanışma yoluyla karşılıklı sevgi
bağının kurulmasına, başka bir ifâdeyle insanlığın dünyevî ve uhrevî
saâdetine hizmet eden birer ictimâî müessese, sosyal kuruluş olarak
önemli bir yer tutan vakıflar, Osmânlı devlet nizâmının kurulmasında ve
devam etmesinde de temel faktörlerden biri olmuştur…