"Ey velî hâtun! Bana nasîhat eder misin?"
14/06/2023 Çarşamba Köşe yazarı V.T
Fâtıma Nişâbûriyye
hazretleri hanım evliyânın büyüklerindendir. Horasan’da Nişâbûr’da doğdu. Küçük
yaşta ailesi ile birlikte Mekke-i mükerremeye yerleştiler. 837 (H.223)
senesinde orada vefât etti. Evliyânın büyüklerinden Bâyezîd-i Bistâmî
hazretlerinin medh ve iltifâtlarına kavuştu. Bâyezîd-i Bistâmî hazretleri onun
hakkında "Ömrümde velî bir hâtun tanıdım. O da Fâtıma-i
Nişâbûriyye'dir. Kendisine herhangi bir konuda haber vermek istesem, ona açıkça
belli olur ve o şeyi kendisi bana bildirirdi" buyurmuştur... Zünnûn-i
Mısrî hazretleri de kendisini bilir ve çok hürmet ederdi.
Fâtıma-i Nişâbûriyye
hikmetli sözler söyledi ve nasîhatlerde bulundu. Kendisine; "Nasıl zikir
yapıp Rabbimizi analım?" dediler. O; "Allahü teâlâyı zikrettiğin,
andığın zaman, Allahü teâlânın seni gördüğünü düşün ve zikre devâm et"
cevabını verdi. "İhlâs sâhibi kime denir?" dedikleri zaman da;
"Kim, Allahü teâlâyı düşünerek amel ve ibâdet yaparsa, o kimse ihlâs
sâhibidir" buyurdu.
Bir ara Kudüs'e
gelmişti. Zünnûn hazretleri ona; "Bana nasîhat eder misin ey velî
hâtun!" dedi. O da; "Doğruluğa sarıl. İşlerinde nefsinle mücâdele
et" buyurdu. Kendisinden sıdk ve takvâ sâhiplerinin hâlleri soruldu. O
zaman; "Sıdk ve takvâ sâhipleri bu zamanda bir deryâ içindedirler. O
deryânın dalgaları onlara çarpmaktadır. O deryâ içinde boğulmuşçasına Allahü
teâlâya duâ ve feryâd ederler. Kâdir-i mutlak olan Hak teâlâdan saâdet, necât
ve kurtuluş talep ederler" buyurdu.
Gıybet hakkında bir
suâl sorulduğunda buyurdu ki: "Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen
buyurdu ki: (Zannın çoğundan sakınınız! Çünkü, zannetmenin bâzısı günâh olur.
Birbirinizin kusûrunu araştırmayın! Birbirinizi gıybet etmeyin!) [Hucurât
sûresi: 12]
Allahü teâlâ, Mûsâ
aleyhisselâma; "Gıybetten tövbe ederek ölen kimse, Cennet'e girenlerin
sonuncusu olacaktır. Gıybete devâm ettiği hâlde ölen kimse ise, Cehennem'e
girenlerin ilki olacaktır" diye vahyetti...
Anlatılır ki, İbrâhim
bin Edhem bir yere dâvet edilmişti. Oraya vardığında, geciken birisi hakkında;
"O zâten ağır adamdır" dediler. İbrâhim bin Edhem; "Keşke buraya
gelmeseydim. Çünkü, burada gıybet yapılmaktadır" dedi.
Yine buyurdu ki:
"Süleymân aleyhisselâm oğluna buyurduki: Ey oğlum! Allahü teâlâdan kork!
Çünkü Allahü teâlâdan korkmak, her şeyi yener."
"Mümin az konuşur, çok iş yapar. Münâfık, çok konuşur, az iş yapar."