"Halanız olan nahleye saygı gösteriniz!.."
13/06/2023 Salı Köşe yazarı V.T
Ebû Nasr Seczî hazretleri Hanefî fıkıh âlimi ve hadis
hafızlarındandır. İran’da Sicistan'ın Vâil köyündendir Fıkıh ilmini Hanefî
fakihi olan babasından öğrendi. Sonra hadis tahsiline başladı. Bu maksatla
Hicaz, Şam, Irak ve Horasan'a seyahatler yaptı. Önceleri Mısır'a, daha sonra
Mekke'ye yerleşti. 444'te (m. 1052) Mekke'de vefat etti. Derslerinde buyurdu
ki:
Resûlullah “sallallahü aleyhi ve selem” efendimiz buyurdu ki: (Oruçlu
olan kimse, hurma ile iftâr etsin! Çünkü hurma bereketlidir.) O
Server, hurma ile iftâr ederdi. Hurmanın bereketli olması şöyledir ki, onun
ağacına (Nahle) denir. Bu ağacın
yaradılışında, topluluk ve adalet vardır. İnsanın yaradılışı da böyledir. Bunun
içindir ki, Peygamberimiz Nahle ağacına, âdemoğullarının halasıdır dedi. (Halanız
olan nahleye saygı gösteriniz! Çünkü bu ağaç, Âdem aleyhisselâmın çamurundan
kalan artıktan yaratılmıştır) buyurdu. Nahleye bereket
buyurması, bunda her şeyin bulunduğu için olsa gerektir. Bunun için, nahlenin
meyvesi olan hurma yenince, insanın parçası, dokusu olur. Böylece hurmada
bulunan her şey, insana da aktarılmış olur.
Hurmada bulunan sonsuz üstünlükler, bunu yiyende de bulunur.
Hurmayı yiyen herkes böyle olur ise de, oruçlu kimse, iftâr zamanında,
şehvetlerden ve dünyanın geçici zevklerinden temiz olduğu için, hurmadan pekçok
istifâde eder. Anlattığımız faydaları daha tâm ve daha olgun olur.
Yine O Server, (Müminin sahûrunun hurma ile olması ne
güzeldir) buyurdu. Bu da belki, hurma insanın dokularına
karışınca, insanın hakîkatini tamamladığı içindir. Oruçlu iken, böyle şey
olmadığı için, bunun karşılığı olarak sahûrda hurma yemenin güzel olduğunu
bildirmiştir...
Hurma yemek, çeşitli yemekleri yemek gibi faydalı olmaktadır. Hurmanın bu bereketi, kendisinde her şey bulunduğu için, iftâr zamanına kadar insanda kalır. Hurmanın bu faydası, ancak İslâmiyete uygun olarak yenildiği, İslâmiyetten kıl ucu kadar ayrılık bulunmadığı zamandır. Tâm faydasına kavuşmak için, bir ağacın bir meyvesi olarak değil, bildirdiğimiz topluluğunu, bereketini düşünerek yemek lâzımdır. Yalnız bir meyve olarak yenirse, yalnız madde, kalori faydası elde edilir. İşin içyüzü bilinerek yenirse, bereketine kavuşulup, bâtını da besler. Bereketine kavuşmadan yemek kusur olur.