"Hutbeyi okumaya şu zât lâyık"
14/06/2023 Çarşamba Köşe yazarı A.U
Yıldırım Bayezid Hân
Niğbolu Seferinden dönünce, Bursa’da Ulucâmi’yi inşâ ettirdi.
Cumâ günü açılış
yapılacaktı.
Padişah hutbe okuma
işini Emîr Sultan hazretlerine verdi.
O ise kendini lâyık
görmedi.
Sultâna Somuncu
Baba'yı gösterip;
“Bu işe, şu zât
lâyıktır” dedi.
Somuncu Baba kalktı.
Emîr Sultan'ın yanına
geldi.
Ve kulağına eğilip;
“Beni ele verdiniz?” dedi.
Sonra hutbe için
minbere çıktı.
Fâtiha'nın yedi türlü
tefsîrini yaptı.
Birinciyi herkes anladı.
İkinci ve üçüncüyü çok
azı anladı.
Daha sonrakileri kimse
anlamadı.
Nihâyet namaz bitti.
Cemaat çıkmaya
başladı.
Câminin üç kapısı
vardı.
Üçünden de çıkan
herkes;
“Elhamdülillah Somuncu
Baba'nın elini öptüm” diyordu.
Bu velî bunu işitip;
“Bu şehirde sırrım fâş
oldu” dedi.
Ve terk etti Bursa’yı.
Molla Fenârî
hazretleri koştu.
Bir çınarın dibinde
Ona yetişti.
Geri döndürmek için
çok dil döktü.
Ama kabul ettiremedi.
Büyük velî, yüzünü
Bursa’ya çevirip, Bursaya duâ etti.
Bursalılara duâ etti.
Bursalılar, o çınara,
“Duâ Çınarı" diyorlar.