Akıllı insan, sâlih ameli terk etmez!
25/10/2022 Salı Köşe yazarı V.T
Kur'ân-ı kerimde buyuruldu ki:
“Îmân edip sâlih amel işleyenlerin konakları Firdevs Cennetleridir..."
Şah Medâr hazretleri Hindistan'da yetişen tanınmış
velîlerdendir. Doğum târihi bilinmemektedir. 1436 (H.840) senesinde vefât etti.
Kabri, Hindistan'da Mekanpûr beldesindedir. Evliyânın meşhurlarından Muhammed
Taygur Şâmî'nin derslerinde ve sohbetlerinde yetişip kemâle erdi. Sohbetlerinde
şunları anlattı:
Faydasız ilim ve amelden Allahü teâlâya sığınmalıdır.
Büyüklerden birisi, Cüneyd-i Bağdâdî’yi rüyâsında gördü ve; “Ey Ebü’l-Kâsım! Ne
haber? Hâlin nasıl? Durumun nedir?” diye suâl edince, Cüneyd-i Bağdadî; “İlim,
ma’rifet dolu sözlerimin hiç faydası olmadı. Öğrendiğim kıymetli bilgiler işime
yaramadı. Bir gece yarısı kıldığım iki rek’at namaz imdâdıma yetişti. Onun
için, akıllı insan sâlih ameli terk etmemeli, hâllerden, ma’nâlardan uzak
olmamalıdır” buyurdu.
Kehf sûresinin 107 ve 108. âyet-i kerîmesinde meâlen; “Îmân edip
sâlih ameller işleyenlerin konakları Firdevs Cennetleridir. Onlar orada
ebediyyen kalacaklar ve oradan ayrılmak istemeyeceklerdir.” Ve Tâhâ sûresinin
82. âyet-i kerîmesinde ise meâlen; “Ben, şirkten tövbe edip, vahdâniyyetime
îmân eden ve sâlih amel işleyen, sonra da hak yolda sebat gösteren Ehl-i sünnet
ve cemâat yolunu tutan kimse için çok mağfiret ediciyim” buyuruldu.
Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem); “Hesaba
çekilmeden önce kendinizi hesaba çekiniz. (Amelleriniz) tartılmadan önce de
(kendinizi) tartınız”, “Ölmeden önce ölünüz ve kendinize (ağır) meşgûliyet
gelmeden evvel sâlih amelleri işleyiniz.”, “Akıllı kimse, nefsini alçaltan,
ölümden sonrası için amel işleyendir. Ahmak ise, nefsine ve hevasına (nefsânî
isteklerine) tâbi olandır” buyurdu.
Hasen-i Basrî hazretleri; “Amel işlemeden Cenneti istemek,
günahlardan bir günahtır” buyurdu.
Hadîs-i şerîfte; “Dilediğin gibi yaşa, muhakkak öleceksin.
İstediğini sev, muhakkak ayrılacaksın. Ve dilediğini yap, onun karşılığını
göreceksin” buyuruldu.
İlim öğrenmekten maksadı, dünyâ malı ve makam elde etmek, akranına öğünmek, meclislerde öne geçmek olan kimsenin, bu ilmi, ona istediğinden başka bir şey temin etmez. Dünyalık faydasından başka fayda görmez. Böyle kimselere tekrar tekrar yazıklar olsun. Fakat ilmi öğretmekten maksadı, dîn-i İslâmı ihyâ etmek ve kuvvetlendirmek, ahlâkı güzelleştirmek ve nefsi kırmak ise, ona mübârek olsun, mübârek olsun.