Havari mahvoldu hırsız affoldu!..
25/11/2021 Perşembe Köşe yazarı S.A
M. Said Arvas Hocadan
Hatıralar...
İsa aleyhisselâm, bir
havarisi ile giderken, hırsızın biri onları görür ve pişmanlık
duyarak peşlerine takılır. Ancak!..
Bir Müslümanın yaptığı
ibadetleri, iyilikleri beğenmesi, bunlarla övünmesi dinimizin yasakladığı
şeylerdendir... İnsanı yaptıklarını beğenmeye sürükleyen sebeplerin
başında cehalet ve gaflet gelir. Bu kötü huydan kurtulmak için, “her
şeyin Allahü teâlânın dilemesi ve yaratması ile meydana geldiği” unutulmamalıdır.
İlim, akıl, ibadet, mal, evlat, makâm gibi nimetlerin Rabbimizin lütfu ihsanı
olduğunu hatırlamalıdır...
Eshab-ı kiramdan (aleyhimürrıdvan) bazıları Huneyn Gâzasında askerin çokluğunu
gördüler ve “biz artık mâğlup olmayız” dediler. Bu sözler
Resulullah Efendimize (sallallahü aleyhi ve sellem) mâlum oldu, çok üzüldüler.
Nitekim harbin başlangıcında Cenab-ı Hakkın yardımı gelmedi, sıkıntılı anlar
yaşandı. Sonra Rabbimiz merhamet etti, nusret-i ilahi imdada yetişti.
Davud aleyhisselâm dua
ederken “Ya Rabbi! Evlatlarımdan birkaçının namaz kılmadığı hiçbir gece
yoktur ve oruç tutmadıkları hiçbir gün geçmemiştir” deyince Allahü
teala cevaben buyurdu ki:
“Ben dilemeseydim,
kuvvet ve imkân vermeseydim bunların hiçbiri yapılamazdı.”
Kibir, kendini başkasından üstün göstermek, ucub ise kendini başkasından üstün
bilmektir. Hiç kimsenin bulunmadığı bir yerde insan ucub sahibi olabilir, fakat
kendini büyük gösteremez kibirlenemez.
Kibir ve ucubdan kurtulmak için tevâzu sahibi olmaya çalışmalıdır.
Kavuştuğu nimetleri kendinden bilmeyen kurtulur. Diyelim bir kimse güzeldir,
yakışıklıdır. Bundan dolayı kendini beğenirse ucub olur. Sahip olduğu güzelliği
kendinden değil de Allahü teâlânın lütfu olduğunu düşünürse ve şükrederse sevap
kazanır.
Günahkârları beğenmemeli, fakat kendini günahkârlardan üstün de görmemelidir.
Kendini cennetlik, günahkârları cehennemlik bilmemelidir...
Kibir ve ucbun ne büyük tehlike olduğunu İmam-ı Gâzâli rahmetullahi aleyh
"İhya-ul ulum" kitabında şu menkıbe ile anlatıyor:
İsa aleyhisselâm, bir
havarisi ile yürümektedirler. Hırsızın biri onları uzaktan görür, yaptıklarına
pişman olur, bereketlenmek için peşleri sıra gelir. Havari “bu da
nereden çıktı şimdi” der, “aman bizden uzak dursun da!..” Adımlarını
hızlandırır, İsa aleyhisselâma yaklaşır.
Hırsız ise “ben bu mübareklerle birlikte yürümeye lâyık değilim” deyip
adımlarını yavaşlatır.
Allahü teala Hazret-i İsa’ya vahyeder:
“Onlara söyle! İkisinin de o ana kadar yaptıklarını sildim. Kendini beğendiği için havarinin ibadetlerini mahvettim. Kendini aşağı gördüğü için hırsızın günahlarını affettim. Şimdi ikisi de yeniden başlasınlar.”