Tarihteki İslam devletleri
26/09/2022 Pazartesi Köşe yazarı R.A
İslâm târihi boyunca,
muhtelif zamanlarda, dünyânın çeşitli yerlerinde birçok İslâm devleti
kurulmuştur.
“Peygamberler târihi” içerisinde son
Peygamber olan Hazret-i Muhammed'in (aleyhis-selâm), bir çeyrek asırdan kısa
bir zamanda (23 senede), 150 bin güzîde sahâbî, mübârek insan, "hayırlı
ümmet" meydâna getirmesi, onların da 30-40-50 sene gibi çok kısa
zaman zarfında gâyet mahdût imkânlarla Endülüs'ten [İspanya’dan] Çin'e
kadar olan binlerce kilometrelik geniş coğrafî bölgeleri fethedip oralara
ilim-irfân, ahlâk-fazîlet, adâlet-hakkâniyet, medeniyet-insan hakları, nûr ve
hidâyet götürmeleri, dünyâda bir eşi-benzeri görülmemiş bir hâdisedir; bu
dönemde yapılan fetihler ve elde edilen zaferler ciddiyetle incelenmesi gereken
bir konudur.
İslâmiyet, hiç
şüphesiz yeryüzünde en çok devlet kurulmasına vesîle olmuş bir dîndir. İslâm
târihi boyunca, muhtelif zamanlarda, dünyânın çeşitli yerlerinde birçok İslâm
devleti kurulmuştur.
Bilindiği üzere
Anadolu’da, yakın komşularımızın bulunduğu yerlerde ve dünyânın diğer
ülkelerinde birçok İslâm devleti kurulmuştur: Anadolu’da kurulan [25
devlet]; Irâk, Sûriye ve Mısır’da kurulan [11 devlet]; Arabistân
Yarımadasında kurulan [6 devlet]; İspanya ve Kuzey
Afrika’da kurulan [13 devlet]; Batı ve Orta Afrika’da kurulan
[16 devlet]; Îrân, Kırım, Orta Asya, Afganistân ve Hint
Yarımadası’nda kurulan [50 devlet], Târih kitaplarında ve
Ansiklopedilerde uzunca anlatılmaktadır.
Hulefâ-i Râşidîn
devrinden sonra Emevîler; Çin, Orta Asya, Hazar ülkesi, Hindistân, bütün
Orta Doğu ülkeleri, Kuzey Afrika’dan -İspanya dâhil- Avrupa içlerine kadar
geniş bir coğrafyada, aralıklarla sekiz yüzyıl hüküm sürdüler.
Emevîler, İslâm dînini
İspanya’dan Avrupa’ya soktular. Fas, Kurtuba ve Gırnata Üniversitelerini kurup
Batıya ilim ve fen ışıklarını yaydılar.
Emevîler’den sonra
İslâm devleti başkanlığını (hilâfeti), Peygamberimizin amcası Hazret-i Abbâs’ın
soyundan olan Ebü’l-Abbâs Abdullah es-Seffâh ele geçirdi. 750 / H.
132’de Abbâsîler devri başladı. Devletin başşehri Şâm’dan Bağdâd’a nakledildi.
Abbâsîler
devrinde; İslâm dîni, doğuda Büyük Okyânûs’tan, batıda Atlas Okyânûsu kıyılarına,
kuzeyde Rusyâ içlerinden, güneyde Hind Okyânûsu kıyılarına kadar yayılıp, üç
kıtada İslâm devletleri hâkim oldular.
Bilindiği gibi, “Türk
Târihi” çok eskidir; tâ Hazret-i Nûh aleyhisselâmın Yâfes isimli
oğluna kadar ulaştırılmaktadır. “Müslümân Türk’ün Târihi” ise, “Karahanlılar” dönemine
ve “Abdülkerîm Satuk Buğra Hân”a kadar varmaktadır.
Orta Asya
bozkırlarında Bilge Kül Kadir Hân tarafından kurulan ve Türkistân ve
Mâverâünnehir’de hâkimiyet kuran Karahânlılar Devleti [840-1212]; ilk
Müslümân-Türk devletidir.
Türk hükümdârları
arasında çok husûsî bir yeri bulunan “Abdülkerîm Satuk Buğra Hân”,
meşhûr olan rivâyetlere göre, ilk Müslümân-Türk hükümdârıdır.
Sekizinci asırda, Türklerin Müslümânlarla tanışıp, içlerinden kısmen bu dîni kabûl edenlerin bulunması, 10. asırda da topluca İslâmiyeti kabul etmeleri, netîce îtibâriyle târihteki birçok hâdiseye yön vermesi bakımından çok önemlidir.