Ümmetin en üstünü Ebû Bekr-i Sıddîk'tır
27/01/2020 Pazartesi Köşe yazarı R.A
Hazret-i Ebû Bekr, Peygamber Efendimizin bildirdiği her şeyi, ânında
ihlâsla tasdik ettiği için “Sıddîk” lakabıyla meşhur oldu.
Bu hafta da, geçen haftaki 2 makâlemizde bir nebze kendisine temâs
ettiğimiz, Sevgili Peygamberimizin zevce-i mutahharası Hazret-i Ayşe
annemizin muhterem pederleri Ebû Bekr-i Sıddîk (radıyallahü
anhümâ)'tan bahsetmek istiyoruz...
Adı Abdullah bin Ebî Kuhâfe olan Hazret-i Ebû Bekr (radıyallahü
anh), Ebû Kuhâfe Osmân ile Ümmül-hayr Selmâ
binti Sahr’ın oğlu olup Eshâb-ı kirâmın en üstünü, Aşere-i
mübeşşerenin birincisidir. Âyet-i kerîmelerle ve birçok hadîs-i şerîf ile medh
olunmuştur. Tevbe sûresinde geçtiği gibi, Resûlullahın mağara arkadaşı ve ilk
halîfesidir (Hulefâ-i râşidînin birincisidir.]
"Atîk" ve "Sıddîk" lakapları meşhurdur. Peygamber
Efendimiz; “Cehennem’den atîk olanı (âzâd edilmiş
kimseyi) görüp, sevinmek isteyen kimse, Ebû Bekr’e baksın” buyurduğu
için “Atîk” lakabıyla tanındı. Peygamber Efendimizin
bildirdiği her şeyi, ânında ihlâsla tasdik ettiği için “Sıddîk” lakabıyla
meşhur oldu.
Hazret-i Ebû Bekr, Peygamber Efendimizden 2 yıl 3 ay küçük olup, "Fîl
Vak’ası"ndan sonra, 573 yılında, Mekke-i mükerremede doğdu. 634 (H.13)
senesinde Medîne-i münevverede vefât etti. Otuz sekiz yaşında Müslümân
olmakla şereflendi. Müslümân olmadan önce adı, “Abdül-uzzâ” veya
“Abdül-Ka’be” idi. Îmân ettikten sonra, Sevgili Peygamberimiz, onun
ismini “Abdullah” olarak değiştirdi.
Peygamberimiz, onun kızı Hazret-i Ayşe ile izdivâc buyurunca, kayınpederi
olmakla şereflendi. Peygamberimizin çocukluk arkadaşı idi, ilk
îmâna gelen hür adamdır.
Bazı rivâyetlere göre, Hazret-i Hadîce, Hazret-i Alî ve Hazret-i
Zeyd bin Hârise’den sonra, dördüncü olarak îmâna gelmiştir. Herkesi
îmâna çağırırmıştır. Hazret-i Osmân, Zübeyr İbnül-Avvâm, Abdürrahmân
bin Avf, Sa’d bin Ebî Vakkâs, Talha bin Ubeydillah gibi Aşere-i mübeşşereden
olan üstün Sahâbîler, onun daveti ile îmâna gelmişlerdir.
Menkıbeleri, tevâzuu ve cömertliği dillere destan olmuştur. 142 hadîs-i
şerîf bildirmiştir. Kur’ân-ı kerîmi toplayarak, İslâmiyyete
en büyük hizmeti yapmıştır. Ensâb ilminde çok ileri olup, eşi yok idi.
Ebû Bekr-i Sıddîk beyâz, yüzü ve gövdesi zayıf, seyrek sakallı, gözleri
çukurca, alnı yumruca güzel bir zât idi.
Kureyşin ileri gelenlerinden, manifatura tâciri olup, çok zengin idi. Bütün
mâlını, evini, barkını her şeyini, Resûlullah’ın uğrunda harcadı. Gençlikte
de onunla arkadaş idiler. Resûlullah’a fevkalâde sıdkı ve sevgisi
vardı.
Bütün gazâlarda bulundu. Kendini Resûlullah’a siper ederdi.
Resûlullah vefât ettiği gün, herkes, üzüntüden dehşet içerisinde olduğu hâlde,
Hazret-i Ebû Bekr (radıyallahü anhümâ) büyük cesâret ile arslan gibi ortaya
çıkıp, ”Resûlullahın da, her insan gibi öleceğini” bildiren
âyet-i kerîmeyi okudu. Tesîrli sözleri ile, nasîhat ederek, halkı sükûna ve
huzûra getirdi; müminlere tesellî verdi.