Küfre düşmekten çok korkmalı, az konuşmalı!
27/03/2019 Çarşamba Köşe yazarı V.T
Bir kimse, imanım var dese, fakat küfürden teberri etmese
[uzaklaşmasa] mürted olur!..
Molla Abdürraûf hazretleri Osmanlı âlimlerinin
meşhûrlarından olup, büyük âlim Molla Arâb hazretlerinin oğludur. 932 (m.
1525)’de Bursa’da doğdu. 1009 (m. 1600)’de İstanbul’da vefât etti. Bir
dersinde buyurdu ki:
Bir kimse, imanım var dese, fakat küfürden teberri etmese
[uzaklaşmasa] mürted olur. Buna münafık gözü ile bakılır. Kalbde iman bulunması
için, küfürden teberri gerekir. Bu teberrinin en aşağı derecesi kalb ile
teberridir. En iyi derecesi de, kalbdeki ayrılığı söz ile, hareket ile belli
etmektir.
Mürtedin önceki ibadetlerinin sevapları yok olur. Tekrar
imana gelirse, zengin ise, yeniden haccetmesi gerekir. Malları kendisine geri
verilir. Namazlarını, oruçlarını, zekâtlarını kaza etmesi gerekmez. Mürted
olmadan önce, kazaya bırakmış olduklarını kaza etmesi gerekir. Çünkü mürted olunca,
önceki günahlar yok olmaz. Mürted, imana gelirse, mürted iken kılmadığı
namazlarını kaza etmez. Çünkü kâfirler dinin emir ve yasaklarıyla mükellef
değildir.
Mürted, "La ilahe illallah" demekle, namaz
kılmakla, oruç tutmakla, hacca gitmekle, hayrat ve hasenat yapmakla Müslüman
olmaz. Bunların ahirette hiç faydası olmaz. İnkârından, yani inanmadığı şeyden
tevbe etmesi, pişman olması gerekir. Mürted olacak şeyi yaptığını inkâr etmesi
tevbe olur.
Mürted, tevbe etmeden ölürse, Cehennemde ebedi olarak azap
görür. Bunun için, küfürden çok korkmalı, az konuşmalıdır! Hadis-i
şerifte;
(Hep hayırlı, faydalı konuşun veya susun) buyuruldu.
Ahirette Allahü teâlânın rahmetine kavuşabilmek için, iman
ile ölmek gerekir. Kur'ân-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde açık bildirilenlere
uygun imanı olmayan ve haramlardan sakınmaya ve İslamın beş şartını yapmaya
önem vermeyen, kulluk vazifeleri olduklarına inanmayan, beğenmeyen kimsenin
imanı gider. Mürted olur. Duaları kabul olmaz.
Ehl-i sünnet itikadında olmayana (Bid'at ehli) denir. Bunun
yaptığı ibadetleri sahih olup borçtan, azabından kurtulur ise de, vadedilmiş
olan sevaplarına kavuşamaz. Ahirette, dünyada yapmış olduğu iyiliklerin, hayrat
ve hasenatının karşılığına kavuşamayacaktır. Dünyadaki iyiliklerinin
karşılıklarına kavuşmak isteyenin, hemen tevbe etmesi, imanını düzeltmesi
gerekir.