Felçli idi ama...

28/01/2020 Salı Köşe yazarı A.U

Ebül Hüseyin Şirvânî hazretleri, İran'da yetişen evliyânın büyüklerindendir.

Ömrünün sonlarına doğru felç oldu.

Eli ayağı tutmazdı.

Ayağa kalkamazdı.

Fakat, her gün beş namaz vakitleri girince iyileşir, bir de sohbet esnâsında sıhhatli ve sağlam olur, bu zamanlar hâricinde yine felçli olurdu.

● ● ●

Bir gün kendisine;

"Tasavvuf nedir?" diye sordular.

Cevâben;

"Hakîkî din âlimlerinden birine bağlanıp, ona teslim olmak, onun feyiz ve bereketlerinden istifade etmek ve ondan öğrendiği gibi yaşamaktır" buyurdu.

Her gün sohbet ederdi.

Sohbette sevdiklerine;

"Eğer imkânım olsaydı, ayaklarım da sağlam olsaydı, evliyâya muhabbeti olanları ziyâret etmek için Horasan'a kadar giderdim" sözünü sık sık söylerdi.

● ● ●

Kendisi anlatıyor:

"Bir gün, Mekke-i mükerremede yolda yürürken, bir kimsenin yol ortasında can çekişmekte, şiddetli bir ızdırap ile kıvranmakta olduğunu gördüm.

Çok üzüldüm.

O an kalbime;

"Şu zavallının bu sıkıntıdan kurtulması için Fâtiha okuyup üzerine üfleyeyim" düşüncesi geldi.

O sırada bir ses duydum.

Bana hitâb ediyordu.

Ve anlaşılır şekilde;

"Bırak bu alçağı! Çünkü bu, Hazret-i Ebû Bekir'e düşmandır" diyordu.

Demek ki, bu bozuk îtikâdının cezâsını çekiyor deyip ayrıldım...