Cehennemin en aşağı derecesinde olanlar!..
28/10/2022 Cuma Köşe yazarı V.T
“Muhakkak ki münâfıklar,
Cehennemden derk-i esfelde (Cehennemin en aşağı derecesinde) azap
olunurlar."
Hüseyin bin Hasen Halimi hazretleri hadîs ve Şafiî mezhebi fıkıh
âlimlerindendir. 38 (m. 949) senesinde Buhârâ’da doğdu. Orada yetişti ve
kadılık yaptı. 403 (m. 1012) senesinde vefât etti. Zamanındaki birçok âlimden
ilim tahsil etti ve hadîs-i şerîf rivâyet etti. Halimi hazretleri buyurdu ki:
Nifak (münâfıklık) iki türlüdür. Biri amelde nifaktır ki, bu
Müslümanlar arasında olur. İkincisi ise akıl nifakı ki, kâfirler ve münâfıklar
arasında olur. Ebû Hüreyre’nin (radıyallahü anh) rivâyet ettiği hadîs-i
şerîfte, Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki:
“Münafığın alâmeti üçtür. O, oruç tutsa da, namaz kılsa da, kendisini Müslüman
zannetse de münâfıktır. Konuştuğu zaman yalan söyler, vadettiği zaman vaadinde
durmaz (sözünü yerine getirmez). Kendisine bir şey emânet edildiğinde, hainlik eder
(emânete riâyet etmez).”
“Dört haslet vardır ki kimde bunlar bulunursa, o katıksız
münâfıktır. Kimde bunlardan bir haslet bulunursa, onu terk edinceye kadar onda
münâfıklıktan bir haslet vardır. Kendine bir şey emânet edildiğinde hıyânette
bulunur. Konuştuğu zaman yalan konuşur. Ahîdleştiği zaman ahdine vefa
göstermez. Muahedeyi bozar. Mahkemede doğruyu söylemez.”
“Münâfık, iki sürü arasında bulunan bir koyun gibidir ki, o, bir
defa bu sürüye, diğer defa öbür sürüye katılır.”
Aklın nifakına gelince bu, küfür ve inkâr nifakıdır.
Felsefecilerin, dehrîlerin, tabiîyyûnun, sofistlerin, tenâsühcülerin,
ibâhiyyenin, zındık, mülhid ve diğerlerinin nifakıdır. Onlar Müslümanlarla
beraber oldukları zaman, biz Müslümanız derler. Kendi cinsleriyle beraber
bulundukları zaman, i’tikâdlarını izhâr edip, biz bu mukallidlerle alay
ediyoruz derler. Allahü teâlâ, Bekâra sûresinin 14 ve 15. âyet-i kerîmelerinde
onların hâllerini haber vererek, meâlen şöyle buyurmaktadır:
“(Biz dahî sizin gibi îmân ettik) derler. Hâlbuki kendilerini
aldatıcı, insan şeytanları olan dostlarıyla yalnız kaldıklarında da, (Biz
[dinde] sizinle beraberiz. Ancak biz müminler ile istihzâ edicileriz (onlar ile
alay edicileriz) derler. Allahü teâlâ da onları istihzâları ile cezalandırır ve
onları dalâletlerinde şaşkınlık ve tereddüt içinde bırakır.”
Nisa sûresinin 145. âyet-i kerîmesinde meâlen; “Muhakkak ki münâfıklar, Cehennemden derk-i esfelde (Cehennemin en aşağı derecesinde) azap olunurlar. Sen onlar için, onlardan azâbı menedici bir yardımcı bulamazsın” buyuruldu.