Yedi adet Mushaf yazıldı ve vilâyetlere gönderildi
28/11/2020 Cumartesi Köşe yazarı V.T
Kur'ân-ı kerim Kureyş lehçesi dâhil yedi lehçe üzerine vahyedilmişti.
Abdülazîz İbnü't-Tahhan hazretleri kıraat âlimidir. 498'de (m. 1104)
Endülüs’te (İspanya) İşbîliye'de (Sevilla) doğdu. Burada devrinin meşhur
âlimlerinden kıraat ilmi tahsil edip Kurtuba'da (Cordoba) bir müddet kıraat
okuttuktan sonra Fas’a, Mekke'ye, Bağdat'a, Şam’a, nihayet Halep'e gitti. 559
(m. 1164)’de orada vefat etti. Buyurdu ki:
Kur'ân-ı kerim, yirmiüç senede, parça parça nâzil oldukça, Onu müminler
hemen ezberliyorlardı. Ancak Yemâme muhârebesinde, Kur'ân-ı kerimin hepsini
ezberlemiş 70 hâfız şehit olunca, (Kur'ân-ı kerimi ezberden bilenler azalıyor)
diye, telâş eden Ömer, o zamanki halîfe Ebûbekr’e (radıyallahü anhüma)
başvurarak, Kur'ân-ı kerimin toplanıp yazılmasını tavsiye ve ricâ etti. Bunun
üzerine, Hazret-i Ebûbekr, Zeyd bin Sâbit’e (radıyallahü anh) Kur'ân-ı kerim
sûrelerinin ayrı ayrı kâğıtlara yazılmasını emretti. Kur'ân-ı kerim Kureyş
lehçesi dâhil yedi lehçe üzerine vahyedilmişti. Hattâ bâzen herhangi bir
Kur'ân-ı kerim kelimesini iyi telaffuz edemeyenlere, aynı manada başka bir
kelime kullanmasına da müsaade olunuyordu.
Meselâ, Abdullah ibni Mes'ûd (radıyallahü anh) (Taâmül-esîm) kelimesini
mütemâdiyen (Tâmmülyetîm) diye okuyan bir köylüye, (Sen bu kelimeyi telaffuz
edemiyorsan, bunun yerine aynı manada olan (Taâmülfâcir) kelimesini kullan!)
demişti. Fakat Kur'ân-ı kerimin böyle muhtelif lehçelerle okunması, aynı manada
da olsa, başka kelimeler kullanılması, Müslümanlar arasında münâkaşalara, hangi
lehçenin daha iyi olduğu hakkında ihtilâfa sebep oldu. Bunun üzerine, o zamanki
halîfe Osman (radıyallahü anh), yine Zeyd bin Sâbit reîsliği altında bir heyet
toplayarak, Kur'ân-ı kerimin yalnız Kureyş lehçesi üzerine yeniden yazılmasını
ve tertip edilmesini emretti. Sûreler, hep Kureyş lehcesi ile yazılmış
sayfalardan seçildi.
Bu Mushaftan yedi adet yazılarak vilâyetlere gönderildi. Bu sûretle, Resûlullahın vefât edeceği sene, Cebrâîl aleyhisselâm ile iki defa okumuş oldukları Kur'ân-ı kerim yazıldı. Buna uymayan nüshaları imhâ edildi. Bugün bütün İslâm memleketlerinde mevcut olan Kur'ân-ı kerimlerin tertîbi ve şekli (Mushaf-ı Osmanî)ye tam uygundur. O zamandan beri bir tek harfi değişmemiştir. Eshâb-ı kirâmın icmâ ettiği bu Mushaf sahihdir. Bundan başkasını okumak haramdır.