“Nâfileleri hafife alan, farzları da hafife alır!”
28/12/2024 Cumartesi Köşe yazarı V.T
“Herkesin kalbinde, cömertlere karşı muhabbet, cimrilere karşı nefret
vardır.”
Hâce Yûsuf-i Çeştî hazretleri Çeştiyye yolunun, kemâl
sâhibi büyüklerindendir. 983 (H.379) yılında Afganistan’da Çeşt şehrinde doğdu.
Dayısı Hâce Muhammed bin Ebî Ahmed Çeştî hazretlerinden feyiz alarak, onun
sohbetlerinde bulunarak kemâle geldi. Onun vefâtından sonra halîfesi olup,
yerine geçti. 1067 (H. 459) senesinde vefât etti. Vefat ederken büyük oğlu Hâce
Kutbüddîn Mevdûd-i Çeştî’yi kendine vekil bıraktı.
Bu mübarek zat byurdu ki:
“Aklın zâhiri, sevgili Peygamberimize tam tâbi
olmaktır. Aklın bâtını, hâlini gizlemek ve aklın aslı ise, sükût etmektir.”
“Dünyâda iki türlü taşkınlık ve azgınlık vardır.
Bunlardan biri ilim sebebiyle yapılan azgınlık, diğeri de mal sebebiyle
yapılandır. İlim sebebiyle olan taşkınlıktan kurtulmak, ancak ibâdetle olur.
Mal sebebiyle olan taşkınlıktan kurtulmak ise, ona ehemmiyet vermeyip
uzaklaşmakla mümkün olur.”
“Allahü teâlâya olan muhabbetin alâmetleri: Dünyâda
huzurlu olduğu hâlde, âhireti arzu etmek. Sıhhatli olduğu hâlde ölümü istemek.
Allahü teâlâyı çok anmak, bununla rahatlamak ve bundan zevk almak. Cenâb-ı
Hak’tan gelen dertleri ve belâları nîmet bilip, bunlara sabretmek,
sevinmektir.”
“Verâ; şüpheli şeylerin hepsini terk edip, her an
nefsini hesâba çekmektir.”
“Nâfileleri hafife alan kimse, farzları da hafife
alır.”
“Bir tek tesbihi veya tehlili, yâni, Allahü teâlânın
bütün ayıb ve kusurlardan uzak olduğunu, kendisinden başka ibâdet olunmaya
lâyık ilâh bulunmadığını bildiren 'Sübhânallah' ve 'Lâ ilâhe illallah' ulvî
kelimelerini bilerek ve inanarak okumayı, dünyâdan ve dünyâda bulunan her
şeyden daha hayırlı ve bereketli bilmeyen kimse, dünyâyı âhirete tercih
edenlerdendir.”
“En çok sevindiğim ve sevdiğim şey, Allahü teâlânın
bana ihsân ve ikrâm ettiği îmân nîmetidir. En çok korktuğum şey ise, onun
benden gitmesidir.”
“Para akreptir. Panzehrin yoksa, onu eline alma. Çünkü
seni sokar ve öldürür. Paranın panzehri, helâl yoldan kazanıp, meşrû yere sarf
etmektir.”
“Allahü teâlâya itâat etmek, bir hazîneye benzer. Bu
hazinenin anahtarı duâ, anahtarın dişleri de helâl lokmadır.”
“Herkesin kalbinde, cömertlere karşı muhabbet,
cimrilere karşı nefret vardır.”
“İnsanlar, fakir olmaktan korkarak
dünyâlık için çalıştıkları kadar, Cehennem'den korkup, korunmak için çalışsalardı,
mutlaka Cennet’e giderlerdi.”