En şerefli meziyet "kul" olmaktır!..
29/10/2022 Cumartesi Köşe yazarı A.D
Abdiyet yani kulluk makamı, kendini yok saymaktır.
Böyle olan kimse, nefsini tanır, kendindeki bütün nimet ve meziyetleri Allah’ın
emaneti bilir. Allahü teâlânın emanetleriyle iftihar etmek, öğünmek kimsenin
hakkı değildir. Aksi takdirde, Kur’ân-ı kerimde de bildirildiği gibi, Allahü
teâlâ bunları bizden alır ve acı azap eder.
Ehl-i sünnet âlimlerinin yolunda olan Müslümanlar genelde çok
sıkıntı çekerler. Ancak çektikleri, Peygamberlerin ve âlimlerin çektiklerinin
yanında çok azdır, deryada bir damla bile değildir. Peygamber efendimiz, hiçbir
peygamberin kendisi kadar sıkıntı, eziyet, acı çekmediğini bildirmiştir. Allahü
teâlânın en sevdiği kulu böyle sıkıntı çekince, bizlerin ufak bir
rahatsızlıktan dolayı isyan etmemiz, şikâyetçi olmamız uygun olur mu? Üstelik
üzüntü, sıkıntı, dert, elem, keder, Allah’ın sevdiği kullarının boynuna attığı
kementtir. İnsan, hep başkalarıyla meşgul olup gaflete düşer. Allahü teâlâ,
mümin kullarına dert ve bela vererek, bu gafletten uyandırır, onları
başkalarına bırakmaz, sadece kendisiyle meşgul eder. Onlar da başka şeyle
meşgul olmayıp dua eder, inler. Bu, Rabbimizin hoşuna gider.
Cenab-ı Hak, meleklere buyurur ki:
-Şu
kötü kullarımı sevmiyorum. Onlar benim ismimi ağızlarına hiç almasınlar.
-Yâ Rabbi, peki biz bunlara ne yapalım ki, seni anmasınlar?
-Onlara
çok para, çok sıhhat, çok neşe verin! Dünyaya dalıp, beni unutsunlar. Şu iyi
kullarımı ise, çok seviyorum. Onlar beni hep ansınlar, hiç unutmasınlar.
-Yâ Rabbi, bunlara ne yapalım?
-Onlara
dert, üzüntü, sıkıntı, hastalık verin! Böylece, her derde düştükçe dua ederler.
Bu hâlleri hoşuma gider. Onları sever, günahlarını affederim. Onlar benim has
kullarımdır.
***
Din Büyüklerimiz, (Bize çavuş değil, er lazım) buyurmuşlardır.
Er, emir vermez, peki der. Er olmak, kul olmak, en şerefli meziyet,
en şerefli rütbedir. (Ben Allah’ın kuluyum) hadis-i
şerifi, kulluğun, er olmanın önemini göstermektedir. Er olmayı kabul
etmeyen, kaybeder; çünkü sular daima denize doğru akar, tepeye doğru akmaz. Bu
nefsin azgınlığını durdurmak zor iştir. Bunu durduracak en iyi ilaç, peki
demektir; çünkü nefis, hayır der, yaratılışı öyledir; ama peki derse, dünya ve
ahiret saadetlerine kavuşur. Eshab-ı kiram, devenin üstündeyken kırbaçları yere
düşse deveden inerler, kırbacı kendileri alır, tekrar binerlerdi. Deveye inip
binmek zahmetli bir iştir. Buna rağmen, emir vermemek için böyle yaparlardı.
Hazreti Mevlâna buyurdu ki:
"Kendini unuttun mu seni anarlar. Kul oldun mu azat ederler!"