“Anaya-babaya güzellikle muâmele edin...''
30/11/2020 Pazartesi Köşe yazarı V.T
Ankebût sûresinde buyuruldu ki: “Biz, insana, ana ve babasına iyilik
yapmasını tavsiye ettik.''
Evliyazade İsmaıl Hakkı Efendi Nakşibendî şeyhlerinden olup
Kütahyalıdır. 1282 (m. 1865)’de Kayseri'de vefat etti. (Miftahü'l-Tefasir)
ismindeki tefsir kitabında şöyle nakleder:
Allahü teâlânın katında hangi amelin daha sevgili olduğu sorulunca,
Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem); “Vaktinde kılınan
namaz” buyurdu. “Sonra hangisidir?” diye sorulunca da; “Ana-babaya
iyilik etmektir” buyurdu. Allahü teâlâ, İsrâ sûresinin 23. âyet-i
kerîmesine meâlen; “Anaya ve babaya güzellikle muâmele edin. Onlardan biri
veya ikisi senin yanında ihtiyârlık hâline ulaşırsa, sakın onlara
'Öf' bile deme, onları azarlama, yüksek sesle hitâb edip onlara bağırma,
ikisine de iyi ve yumuşak söyle” ve Ankebût sûresi sekizinci âyet-i
kerîmede meâlen; “Biz, insana, ana ve babasına iyilik yapmasını tavsiye
ettik. Bununla beraber, hakkında bilgi sahibi olmadığın bir şeyi bana ortak
koşman için sana emrederlerse, artık onlara (bu husûsta) itaat etme.
Dönüşünüz ancak banadır. Vakt-i cezada size yaptığınızı (amellerinizin
karşılığını) haber vereceğim” buyurdu.
Allahü teâlâ, Ra’d sûresi 21. âyet-i kerîmede meâlen; “Ve onlar ki
Allahü teâlânın gözetilmesini emrettiği hakları gözetirler. (Akrabalık
bağını kırmazlar, müminlere dostluk gösterir, birlik olurlar, kul haklarını
gözetirler, Allahü teâlânın bütün kitap ve peygamberlerine îmân ederler.)
Rablerinden korkarlar (nehyedilen şeylerden sakınırlar ve) fenâ
hesaptan korkarlar” buyurdu.
Allahü teâlâ, Âl-i İmrân sûresinin 196. âyet-i kerîmesinde
meâlen; “Allah yolunda şehîd olanları ölü sanmayınız! Onlar
diridirler!” buyurdu.
Allahü teâlâ, Bekâra sûresi 121. âyet-i kerîmede meâlen; “Kendilerine
kitap verdiğimiz kimseler, o kitabı, hak olduğunu bilerek okurlar. İşte onlar,
tahrif yapmaksızın kitaplarına îmân edenlerdir. Her kim de kitabı inkâr eder ve
değiştirirse, onlar dinlerinde ziyan edenlerdir” ve İsrâ sûresinin 45. âyet-i
kerîmesinde meâlen; “Sen Kur’ân-ı kerîmi okuduğun zaman, biz, seninle
âhirete inanmayanların arasına görünmez bir perde çekeriz.” (Böylece seni
göremezler ve sana bir zarar yapamazlar) buyurdu.
Aynı sûrenin 82. âyet-i kerîmesinde meâlen; “Biz Kur’ân-ı kerîmde öyle âyet-i kerîmeler indirmekteyiz ki, müminler için şifâ ve rahmettir (ki, dinlerine kuvvet ve menfâat verir). Zâlimlerin de ancak sapıklığını arttırır” buyuruldu.