Hazret-i Mehdi keramet sahibidir
Hazret-i Mehdi keramet sahibidir
Hazret-i Mehdi’de birçok
olağanüstü olaylar görülecektir. Bu harikulade olaylar, imtihana aykırı
değildir. Öyle olsaydı, Peygamberlerin mucizelerini gören bütün müşrikler,
hemen iman ederdi. Her peygamberden mucize görüldüğü halde, inanmayanlar daha
çok olmuştur. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Hazret-i Mehdi’nin zuhurunun alametleri, Peygamber efendimizin peygamberliğinin
bildirilmesinden önce ortaya çıkan irhasat gibidir. Nitekim Peygamber efendimiz
ana rahmine düşünce, yeryüzündeki bütün putlar yüzüstü düştü. Bütün şeytanlara
işlerinden el çektirildi. Melekler, İblis’in tahtının altını üstüne getirerek,
onu denize attılar ve ona kırk gün azap ettiler. Doğduğu gece, Kisra’nın sarayı
sallandı, 14 kulesi düştü. Mecusilerin bin senedir sönmeyen ateşi söndü.
Hazret-i Mehdi de, büyük bir zat olup, sayesinde İslamiyet’e ve Müslümanlara
üstün bir takviye hâsıl olacağından ve evliyalığının maddî ve manevî açıdan
büyük bir etkisi bulunacağından, kendisi harikulade birçok keramete sahip olup,
döneminde olağanüstü alâmetler zuhur edecektir. Bu yüzden, Resulullahın
irhasatı gibi olağanüstü işler, Hazret-i Mehdi’nin zuhurundan önce de ortaya
çıkarak, onun alametleri olacaktır. (2/68) [İrhasat, bir
peygamberden, peygamberliği bildirilmeden önce meydana gelen harikulade
[olağanüstü] haller demektir. İsa aleyhisselâmın beşikte konuşması, Muhammed
aleyhisselama, ağaçların, taşların selam vermeleri gibi hâllere irhasdenir.
Henüz peygamberlikleri bildirilmediği için, mucize denmez.]
Yine İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Hindistan’da biri, Mehdi olduğunu iddia etmişti. Meşhur, hatta manası tevatür
derecesine varmış birçok hadis-i şerifler, böylelerinin bu itikat ve sözlerini
yalanlamaktadır. Birçok hadis-i şeriflerde, (Mehdi’nin başı hizasında
bir bulut olacaktır. Buluttan bir melek, “Bu Mehdidir, sözünü
dinleyiniz” diyecektir) buyuruldu. O halde insaf etsinler ki,
bu alametler, o adamda var mıdır, yok mudur? Hazret-i Mehdi’nin daha birçok
alametlerini, Peygamber efendimiz haber vermiştir. Ahmed ibni Hacer-i Mekki
hazretleri (El-kavl-ül-muhtasar fi alamat-il-Mehdi)ismindeki
kitabında, Hazret-i Mehdi’nin iki yüze yakın alametlerini yazmıştır. Geleceği
bildirilen Mehdi’nin alametleri meydandayken, başkalarını Mehdi sananlar, ne
kadar cahildir! (2/67)
İmam-ı Rabbani hazretlerinin bildirdiği bu hadis şerifte açıkça, Hazret-i
Mehdi’nin zuhurunu, meleğin haber vereceği bildiriliyor. Melek için nasıl olur
da, telefon, radyo veya TV denebilir? Demek ki, tevilcilerden her şey beklenir.
Nitekim melekler için (Tabiat kuvvetleridir) diyen sapıklar da çıkmıştı.
Buna, tevil yoluyla inkâr denir. Açıkça inkâr edemedikleri
için, böyle tevil ederek inkâr ediyorlar. Her şey böyle tevil edilirse, ortada
din diye bir şey kalmaz.
(El-kavl-ül-muhtasar fi alamat-il-Mehdi) kitabında bu hususta bildirilen
birkaç hadis-i şerif meali de şöyledir:
(Mehdi, çıkarken başında bir sarık olacak ve bir münadi, “Bu,
Allah’ın halifesi olan Mehdi’dir, ona uyunuz” şeklinde nida edecektir.)
(Mehdi, başının üzerinde, “Bu Mehdi’dir, ona uyunuz” şeklinde
çağıran bir melek olduğu halde çıkacaktır.)
(Hiçbir tarafın kendisinden korunamayacağı bir fitne zuhur edecek. Bu
fitne, çıktığı yerden hemen başka bir tarafa yayılacak ve bu durum, bir
münadinin semadan seslenerek, “Ey insanlar, emîriniz artık
Mehdi’dir” demesine kadar devam edecektir.)
(Mehdi’nin zuhuru Muharrem ayında olacak ve semadan gelen bir nida, “Bu,
Allah’ın halifesi Mehdi’dir, ona uyunuz ve sözünü dinleyiniz”diyecektir.)
Bunları hiçbir Ehl-i sünnet âlimi tevil etmemiş, İmam-ı a’zam hazretleri
de, (Kıyamet alametlerinin hepsinin, hadis-i şerifte bildirildiği gibi,
zamanı gelince aynen gerçekleşeceğine inanırız)buyurmuştur. (Fıkh-ı
ekber)