İslâmiyette niyetin önemi büyüktür...
02/04/2021 Cuma Köşe yazarı V.T
Müslümanlar, Allahü teâlâ emrettiği için, vazifeleri olduğu için ibâdet
eder.
İbnü'l-Lebbâd Kayrevânî hazretleri Mâliki fıkıh âlimidir. 250 (864)’de
Tunus’ta Kayrevan’da doğdu. Buradaki meşhur âlimlerden fıkıh ve hadis tahsil
etti. Çok talebe yetiştirdi. 333'te (m. 944) Kayrevan'da vefat etti. Bir dersinde
buyurdu ki:
Müslümanlar, Allahü teâlâ emrettiği için, vazifeleri olduğu için ibâdet
eder. İslâmiyetin emirlerinde ve yasaklarında, kulların dünyaları ve âhiretleri
için nice faydalar bulunmakla berâber, ibâdet ederken, Allahü teâlânın emri
olduğunu, kulluk vazîfesi olduğunu niyet etmek, düşünmek lâzımdır. Böyle
düşünmeden yapılan iş, ibâdet olmaz. Din ile ilişiği olmayan bayağı bir iş
olur. Mesela, namaz kılan adam, Allahü teâlânın emrini yerine getirmeyi ve
kulluk vazîfesini yapmayı niyet etmeyip, namazın beden terbiyesi olduğunu
düşünerek kılarsa, namazı sahih olmaz. İbâdet yapmış olmaz.
Oruç tutanın da, yalnız mideyi dinlendirmeği, perhîz yapmayı düşünmesi,
orucun sahih ve makbul olmamasına sebep olur. Muhârebe eden, canını tehlikeye
koyan bir Müslüman da, Allahın dînini kuvvetlendirmek, İslâmiyeti yeryüzüne
yaymak ve İslâm düşmanlarını kırmak için değil de, şân ve şeref, mal ve rütbe
için dövüşürse, ibâdet yapmış olmaz. Cihâd sevabı kazanmaz. Ölürse şehit olmaz.
Bedenine zarar verdiği için alkollü içkileri bırakan adam sarhoşluk günahından
kurtulamaz. Korkunç hastalıklara yakalanmamak için, zinâdan, genelevlere
gitmekten sakınan kimse de, İslâmiyette, afîf, temiz sayılmaz.
İslâmiyette ibâdet yapmak için, niyetin büyük önemi vardır. Yapılan her
işin İslâmiyete uygun olup olmadığı, niyet ile anlaşılır. Allahü teâlâ,
Cehennemden kurtulmayı ve Cennete girmeyi vazîfe olarak bildirmeseydi, yalnız
Cenneti, Cehennemi düşünerek yapılan ibâdetler de makbul olmazdı. Tasavvuf
büyükleri, Evliyâ-i kiram, ibâdet yaparken bunları düşünmezler. Yalnız Allahü
teâlânın rızasını düşünürler. Fakat her Müslümanın âhiret menfaatlerini
düşünmesi, kâfi görülmüştür. İbâdetleri âdetten ayırmak için, dünya
menfaatlerini düşünmemek şart olmuştur. Allah için ve âhiret menfaati için yapılan
şeyler, ibâdet olmuştur. Dünya menfaati için yapılan şeyler, âdet sayılmıştır.
İslâmiyette niyet o kadar mühimdir ki, İslâmiyetin emrettiği bir şey, dünya menfaati için yapılınca sahih ve makbul olmuyor. Dünya işi sayılıyor. Herhangi bir dünya işi de, âhiret menfaati için yapılınca, ibâdet hâlini alıyor.