Müctehidler delillerden hüküm çıkarmışlardır
02/04/2025 Çarşamba Köşe yazarı V.T
Hiçbir müctehid, Allah’ın dininde kendi reyi ile konuşmamıştır.
Kâdı İzzeddîn hazretleri Şafii mezhebi fıkıh
âlimlerindendir. 694 (m. 1295) senesinde Mısır’da doğdu. Şafii mezhebinde
derin bir âlim olarak yetişti. Kâdı’l-kudâtlık vazifesine tayin
edildi. 767 (m. 1365) senesinde hacca gitti. O sene Mekke’de vefat
etti. Derslerinde buyurdu ki:
Müctehidlerin hepsi, İslâmiyetten buldukları
delillerden hüküm çıkarmışlardır. Hiçbir müctehid, Allah’ın dininde kendi reyi
ile konuşmamıştır. Mezhebler, Kitab ve Sünnet iplikleri ile dokunmuş birer
kumaş gibidir. İctihâd derecesine yükselmeyen herkesin, dört mezhepten
dilediğini seçip, bunu taklid etmesi lazımdır. Çünkü mezheplerin hepsi, Cennete
giden yolu göstermektedir. Mezheb imamlarından birine dil uzatan kimse, kendi
cahilliğini göstermiş olur. Her Müslümanın, mezhep imamlarına karşı edepli
davranması lazımdır.
Resûlullah (sallallahü aleyhi ve
sellem) Kur’ân-ı kerimde icmalen bildirilenleri, yanî kısa ve kapalı olarak
bildirilenleri açıklamasaydı, Kur’ân-ı kerim kapalı kalırdı. Resûlullahın
vârisleri olan mezhep imamlarımız hadîs-i şerîflerde mücmel olarak
bildirilenleri açıklamasalardı, sünnet-i nebeviyye kapalı kalırdı. Böylece, her
asırda gelen âlimler, Resûlullaha tabi olarak, mücmel olanı açıklamışlardır.
Allahü teâlâ, Nahl sûresinin kırkdördüncü âyetinde meâlen; “İnsanlara
indirdiğimi onlara beyan edesin” buyurdu. Beyan etmek, Allahü teâlâdan
gelen ayetleri, başka kelimelerle ve başka suretle anlatmak demektir. Ümmetin
âlimleri de, âyetleri beyan edebilselerdi ve kapalı olanları açıklayabilselerdi
ve Kur’ân-ı kerimden ahkâm çıkarabilselerdi, Allahü teâlâ Peygamberine, sana
vahy olunanları tebliğ et derdi. Beyan etmesini emretmezdi. Mesela Peygamber
efendimiz abdesti nasıl alacağımızı hadîs-i şerîfleri ile bize bildirmeseydi,
nasıl abdest alacağımızı Kur’ân-ı kerimden çıkaramazdık. Namazların kaç rekat
olduktan ve orucun, haccın, zekâtın hükümleri ve keyfiyetleri ve nisab
miktarları ve şartları ve farzları ve sünnetleri, Kur’ân-ı kerimden çıkarılamazdı.
Kur’ân-ı kerimde mücmel olarak bildirilen hükümlerin hepsi böyledir. Yanî,
bunlar hadîs-i şeriflerle bildirilmeseydi, hiçbirini anlayamazdık. Din âlimleri
ile mücadele etmek, nifak alametidir.
