Yüzleri siyah ve gök gözlü iki melek!..

1/11/2018 Perşembe Köşe yazarı V.T

Meyyit mezara konunca yanına iki melek gelir. Birine Nekîr, diğerine Münker denir.
 
Ebezâde Abdullah Efendi, Osmanlı Şeyhülislâmlarının ellibirincisidir. Bulgaristan’da Balçık kasabasında doğdu. 1126 (m. 1714)’de Trabzon’a giderken, bindiği gemi battı ve boğularak vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:
Enes bin Mâlik’in (radıyallahü anh) rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte, Resûl-i ekrem efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: 
“Meyyit mezara konup, mezar başındakiler dağılırken onların ayak seslerini işitir. Sonra yanına yüzleri siyah ve gök gözlü iki melek gelir. Birine Nekîr, diğerine Münker denir. Meyyite; (Muhammed hakkında ne dersin?) dediklerinde, eğer mümin ise, bu iki meleğin suallerine cevap olarak; (Muhammed, Allahü teâlânın kulu ve Resûlüdür. Eşhedü en lâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden Resûlullah) der. Bu iki melek; (Biz elbette biliyoruz ki, sen dünyada da böyle derdin) derler. Daha sonra kabre Cennetten yaygı serilir. Cennet elbiseleri giydirilir. Meyyit için Cennetten bir kapı açılır. Kabre Cennet kokuları yayılır. Eğer meyyit kâfir ise, bu iki meleğe cevap olarak; (Ben bilmem, insanlardan işitirdim, bir şeyler söylerlerdi, ben de onu söylerdim) der. Bu iki melek; (Biz elbette biliyoruz ki, sen öyle derdin) derler. Sonra toprağa sıkış diye emrolunur. Toprak, o kimsenin üzerine sıkışır, kaburga kemiklerini birbiri üzerine geçirir ve Allahü teâlâ onu bu yattığı yerden kaldırıncaya kadar, dâima azap içinde bulunur.”
Ehl-i sünnet ve cemâat âlimleri, kabirdeki hayat hakkında icmâ etmişlerdir. İmâm-ı Haremeyn, “Şâmil” adlı eserinde şöyle dedi: “Önce gelen âlimler, kabir azâbı ve meyyitlerin kabirlerinde hayatta oldukları, rûhların cesetlerine iade edildiği husûsunda ittifâk etmişlerdir.”
Ebû Bekr İbni Arabî “Emed-ül-aksâ” adlı eserinde; “Mükellef olanların kabirlerinde diriltilip, onlara suâl sorulması husûsunda Ehl-i sünnet arasında ihtilâf yoktur” demektedir.
Aslan ve yırtıcı hayvan tarafından parçalanan kimseye meleğin suâl sorması husûsunu âlimler şöyle açıklamışlardır: “Allahü teâlâ, rûhu kalbe iâde eder ve melekler kalbe suâl sorarlar. Asılan kimseye ise, bizim bilemeyeceğimiz şekilde rûhu iade olunur. Hâlbuki biz onu ölü sanırız. Yırtıcı hayvan tarafından parçalanan kimsenin her azasına rûh iade olunur. Melekler ona, bu hâlde iken suâl sorarlar.