"Uyumakla Allah'a yaklaşılmaz”
8/11/2018 Perşembe Köşe yazarı A.U
Mısır evliyâsından Seyyid Ahmed Bedevî hazretleri, 675 (m. 1276) senesinde Mısır’ın Tanta şehrinde vefât etti.
Sülâle-i Resûl’den olup, kerâmetleri meşhurdur.
Hem seyyiddir, hem de şerîf.
Gençliğinde babasıyla Mekke'ye gitti.
Beytullaha yakın bir yerde uyuyordu.
Ve bir “ses” duydu!
Gâipten geliyordu...
“Ey Ahmed! Uyan da Rabbini an. İnsan uyumakla Allah'a yaklaşamaz” diyordu kendisine.
Kalktı abdest aldı.
Ve tekrar uyudu.
Aynı sesi yine duydu.
“Ey Ahmed, uyan ve kalk! Rabbini sevenlere, uyumak yakışır mı?” diyordu bu defa.
Fırlayıp kalktı.
Son olarak da;
“Ey Ahmed, yüksek derecelere kavuşmak isteyen, ne uyur, ne de yiyebilir. Sen de nefsinle mücâdele et. Zîra sen yüksek derecelere ereceksin!” denildi.
O günden sonra ilme ve ibâdetlere yöneldi.
Hep Allah'ı düşünür, Onu anardı.
Kalbinde, iz yoktu dünyâdan.
Din ilminde sâhili görünmeyen bir denizdi.
Yüzünde öyle heybet vardı ki, bakmaya cesâret edemezdi insanlar!
İşte bu yüzdendir ki;
“Peçe” ile gizlerdi yüzünü.
Bunun için “Bedevî” denildi.
Devamlı oruç tutardı.
Bir “zeytin” tanesiyle yapardı iftar ve sahurunu.
Uzun boylu, heybetliydi.
Ve buğday benizliydi.
Çok nûrlu ve sevimliydi.
Gözleri doğuştan sürmeliydi.