Bir köle tarafından şehit edilen Halife!
3/11/2018 Cumartesi Köşe yazarı A.D
Hazret-i Ömer, çok adil, abid, merhametli, alçak gönüllü olup fakirlikle yaşardı. O kadar adaletli idi ki, "Ömer’in adaleti" sözü dillere destan oldu.
Bugün, Müslümanların ikinci halifesi ve adalet timsali Hazret-i Ömer'in "radıyallahü anh" şehit edildiği gündür...
Hazret-i Ömer’in, Peygamberler ve Hazreti Ebu Bekir’den sonra insanların en üstünü olduğu hadis-i şeriflerle bildirilmiştir. Bu hususta Eshab-ı kiramın icmaı hasıl olmuş ve bütün Ehl-i sünnet âlimleri bunu bildirmiştir. Bu ümmetin en büyük âlimlerinden İmam-ı a’zam Ebu Hanife hazretleri Fıkhu’l-Ekber’de buyuruyor ki:
"Peygamberlerden sonra insanların en faziletlisi, Ebu Bekr-i Sıddık, sonra Ömer'ül-Faruk, sonra Osman-ı zinnureyn, daha sonra Aliyyül mürtedadır..."
"Peygamberlerden sonra insanların en faziletlisi, Ebu Bekr-i Sıddık, sonra Ömer'ül-Faruk, sonra Osman-ı zinnureyn, daha sonra Aliyyül mürtedadır..."
Hazret-i Ömer, hilafeti zamanında, iki büyük devlet olan Bizans ve Sasanilerin hâkimiyeti altında olan Suriye, Filistin, Mısır, Irak ve İran’ı İslam devletinin sınırları içine aldı. Kuzey Afrika’dan Türkistan’a, Azerbaycan’dan Yemen’e kadar uzanan İslam devletini, kurduğu mükemmel müesseselerle çok güzel idare etti...
Hazret-i Ömer, çok adil, abid, merhametli, alçak gönüllü olup fakirlikle yaşardı. O kadar adaletli idi ki, "Ömer’in adaleti" sözü dillere destan oldu...
Hazret-i Ömer bir gün evine geldiğinde, hanımları bir tabak içine koydukları mücevherleri seyrediyorlardı. "Nereden geldi bunlar?" diye sordu. Rum kayserinin (hükümdarının) hanımlarından kendilerine hediye geldiğini söylediler. "Eğer siz halife hatunu olmasa idiniz, bu cevherlerin birini göndermezlerdi. Size gelen de, halifeye gelen de Hazine'nindir" buyurdu ve o kıymetli hediyeleri alıp, devletin hazinesine gönderdi.
Âlimler ittifak etmişlerdir ki; Hazret-i Ömer’den sonra, dünyada kimseye onun dirliği gibi [idaresi gibi] dirlik verilmedi. Kimse onun yoluna varamadı. Hilafetinde, "Dicle Nehri kenarında koyun güden çobanın, bir koyunu zayi olsa, korkarım ki, onu Allahü teâlâ, niçin çobanın koyunlarını gözetmedin diye benden sorar" der idi. Onun zamanında kurt koyuna zarar vermeye cesaret edemezdi... Hazreti Ömer'in şehid olduğu gün, bir çoban koyunların yanında dururken bir kurt koyuna saldırdı. Çoban, hemen feryâd ederek; "Vah Ömer vah" dedi ve ağladı. Çobanlar ona; "Hazreti Ömer'in vefât ettiğini nereden bildin?" diye sordular. O da; "Şu ana kadar kurt koyuna değil saldırmak, yan bakmaya bile cesaret edemezdi. Şimdi kurdun koyuna saldırdığını gördüm ve onun vefat ettiğini anladım" dedi...
Hazreti Ömer, Hicretin 23. (m. 645) yılının son ayında; Mugire tebni Şube'nin kölesi Ebû Lü'lü Firuz adındaki köle tarafından namaz kılarken şehid edildi. Resûlullahın yanına defnedildi... (Menakıb-ı Çihar Yâri Güzin/Hakikat Kitabevi)