"Tevâzudan daha iyi bir şey görmedim..."
02/07/2020 Perşembe Köşe yazarı V.T
Feth-i Mûsulî hazretleri, Hazreti Ali'yi rüyâda görür ve ondan nasîhat
ister!..
Feth-i Mûsulî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Musul’da doğdu 835 (H.
220) senesinde orada vefât etti. Bişr-i Hafî'nin arkadaşıdır. Bişr-i Hâfî
hazretleri gibi gibi yüksek dereceler sâhibiydi.
Bir gün Feth-i Mûsulî'ye, "sıdk nedir?" diye sorulunca, içinde
demir bulunan bir ocağa elini sokup, kızgın bir demir parçasını çıkarıp elinde
tuttu ve; "İşte sıdk budur" dedi. Şöyle anlatır:
"Bir gün Emir-ül-müminîn Hazreti Ali'yi rüyâmda görüp, bana nasîhat
et, dedim. Tevâzudan daha iyi bir şey görmedim. Yalnız Allahü teâlâdan sevap
umarak, zenginin yoksula gösterdiği tevâzudan daha güzel ne olabilir, dedi.
Biraz daha nasîhat edin, dedim. Buyurdu ki: Ondan daha güzel olanı, Allahü
teâlâya gâyet fazla güven duyan fakirin, zengine karşı kibirli ve gururlu
davranmasıdır."
Hacca giderken yolda henüz mükellef olmamış bir çocuk gördü. Devamlı bir şey
okuduğunu görüp; "Ne okuyorsun?" dedi. "Kur'ân-ı kerîm
okuyorum" dedi. "Nereye gidiyorsun?" deyince, Hicaz'a gittiğini
söyledi. Daha küçük olduğu hâlde neden gittiğini sordu. Çocuk; "Allahü
teâlânın rızâsına kavuşamadan bu dünyâdan ayrılırsam hâlim nice olur?"
diye cevap verdi. "Adımların küçük, yaya nasıl Hicaz'a ulaşacaksın?"
dedi. "Gerçi adımlarım küçük, fakat gönderen büyüktür" dedi. "Ne
azığın, ne rehberin, ne de arkadaşın var" deyince; "Bir kimseyi bir
zât, hânesine dâvet etse, o kimsenin yiyeceğini götürmesi ayıp olmaz mı? Rabbim
beni dâvet buyurmuştur. Benim yardımcım O'dur" dedi... Görüşme bitince
çocuktan ayrıldı. Kâbe'ye varınca, onu tavâf sırasında gördü. Çocuk ona bakıp;
"Nasıl, şimdi şüpheden kurtulup yakîne ulaştın mı?" dedi.
Buyurdu ki:
"Büyük velîlerden otuzu ile sohbet ettim. Hepsi de bu yolun
büyüklerindendi. Hepsi 'halkla sohbetten kaçın' dediler ve hepsi az yemeyi emir
buyurdular."
"Yemek yemekten ve ilaçtan kesilen hasta misâli ilim ve hikmetten
mahrûm kalan kalp de ölüme mahkûmdur."
"Kendi arzularından ziyâde Allahü teâlâyı isteyenin kalbinde Allah
sevgisi doğar."
"Allahü teâlâyı arzu eden, ondan gayri her şeyden yüzünü
çevirir."
"Kalbine dikkat ve teveccüh edenin kalbinde, Allahü teâlânın sevgisi
meydana gelir."
"Konuşunca Allahü teâlâdan konuşanlar, amel edince Allah için amel edenler, bir şey isteyince de Allahü teâlâdan isteyenler gerçek mârifet sâhipleridir.”