"Mümin her zaman sevap kazanır"
03/10/2019 Perşembe Köşe yazarı S.A
"Mümin; nimetlere kavuşursa, şükreder sevap kazanır. Musibetlere maruz
kalırsa ona da sabreder, yine sevap kazanır."
Rabbimiz, biz kullarını affetmek için bazı imkânlar yaratmıştır. Bunları
değerlendirirsek hiç günâh işlememiş gibi oluruz. Bunların birincisini,
tövbe etmektir. Kul yaptığı kusurları itirâf edip pişman olursa, bunda da
samimi olursa ve bir daha yapmamaya azmederse günâhları
affolunur. Rabbimiz, El Bakara Suresi 222. ayet-i kerimesinde
meâlen: "Muhakkak Allah çok tövbe edenleri ve temizlenenleri
sever" buyuruyor.
İkinci imkân istiğfardır. Yani mağfiret istemek, af edilmeyi talep
etmek. Bu da günahların affı için büyük bir sebeptir. Bunda da samimi olunursa
büyük nimetlere kavuşulur.
Üçüncüsü; salih ameller ve ibadetler... Bunlar, daha önce işlenen
günahların affına sebep olur. Hud suresi 114. âyeti kerimede meâlen buyuruluyor
ki:
"İyilikler kötülükleri giderir."
Abdulvehhâb-i Şa'ranî rahmetullahi aleyh buyuruyor ki: Bir
yerde bir günah işlediğiniz zaman, hemen peşinden bir sevap da işle. Kıyamet
günü insanın uzuvları, (eli, ayağı, gözü gibi) sahibinin hakkında şahitlik
yapacaklar. El diyecek ki; benimle şu şu günahları yaptı. Ayak da benim
üzerimden falanca günahları yapmak için kötü yerlere gitti. Diğer organlar da
aynı. Bunlarla beraber toprak da şahitlik yapacak. Benim üzerimde bu günahları
yaptı diyecek. Sevaplarımıza da şahitlik yaptıralım, umulur ki, günahların
affına sebep olabilir. Günah işlediğimiz yerde hiç olmazsa bazı tesbihleri,
duaları yapalım, bir fakir bulduksa sadaka verelim ve tövbe etmeyi unutmayalım.
Dördüncüsü: Hastalıklar, sıkıntılar, fakirlik. Bunlar istenmez, gelmemesi
için çaba harcanır. Geldiklerinde de giderilmeleri için gayret edilir. Bütün
bunlar yapılırken, bunların Rabbimizin takdiri ile geldiğini ve şikâyetçi
olmadığımızı arz etmeliyiz.
İnsanoğlu zayıf olarak yaratıldığından basit olan hastalıklara, musibetlere
aşırı derecede feryât eder. Hâlbuki, dünyanın kendisi de içinde bulunanları da
fanidir, devam etmez. Atalarımız "Ne gâm baki, ne sürûr" demişlerdir.
Hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
"Mümin her zaman sevap kazanır şöyle ki: Nimetlere kavuşursa, şükreder
sevap kazanır. Musibetlere maruz kalırsa ona da sabreder, yine sevap
kazanır."
Beşincisi: Meleklerin bizim için dua etmesidir. İyi insanları melekler
sever, onlara dua ederler. Bu nimete kavuşmak için meleklerin sevdiği işleri
yapalım.
Altıncısı: Müminin mümine duasıdır. Salih bir kişinin duası ile
affolunacağımız ihtimali çok yüksektir.
Günahlarımız bu sayılan altı şeyle af olunmadı ise sekerâtın yani ölüm
anının ağır geçmesi, kabir azabı gibi sıkıntılar bizi bekleyecek demektir.
Rabbim, cümlemizi kötü bir âkıbetten muhafaza buyursun. Amin...