"Ömrünü hebâ etme!..”
04/05/2024 Cumartesi Köşe yazarı A.U
Büyük velî Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretleri henüz çocukken
hidâyet nurları parlıyordu alnında.
Ne zaman Ebû Bekr-i Sıddîk'ın ismini ansaydı, o anda
karşısında görürdü kendisini.
İmâm-ı Rabbânî hazretlerini düşünse onun rûhâniyeti
gelirdi karşısına.
Babası çok severdi onu.
Bir gün ona bakıp;
“Ey oğlum! Sen dünyâya gelince ben dünyâdan
soğudum” dedi.
On altı yaşındaydı...
Babası birden hastalandı.
Bu, ölüm hastalığıydı.
Günleri sayılıydı.
Oğluna döndü ve
“Ey oğlum! Ömrünü boş şeylerle hebâ etme” diye
vasiyet etti.
O da cevâben;
“Başüstüne” dedi.
Allah dostlarını buldu.
Ve sohbetlerine devam etti.
Akrabâları mâni oldular.
“Sen ne yapıyorsun? Ecdâdın mevkî sâhibi kimselerdi.
Biz, senin de mevkî makam sâhibi olmanı istiyoruz” dediler.
Hoşuna gitmedi bu sözler.
O gece bir rüyâ gördü.
Bir velî zât geldi yanına.
Ona şefkatle baktı.
Ve “Sen akrabâlarına bakma! Bu dünyâ
vefâsızdır. Sen âhirete yönel. İnsan, cam parçasıyla, elması değişir mi?” buyurdu.
Sabah uyandı...
Kalbine baktı.
Mevkî makam sevgisinin tamâmen
silinip gitmiş olduğunu gördü. Dünyâyı bir tarafa bırakarak kendisini
yetiştirecek bir "mürşit" aramaya başladı...