Helal yemenin ve haramdan sakınmanın önemi...
05/01/2025 Pazar Köşe yazarı S.K
Haram lokma insanın hem dünyasını hem de âhiretini berbat eder. Helal lokma
her zaman, her yerde insanı âbâd eder...
Allahü teâlâ mealen buyurdu ki: “Helâl
şeylerden yiyin ve salih amel işleyin.” [Mü’minun 51]
Resulullah (sallallahü aleyhi ve sellem) de “Helal
kazanmak her Müslümana farzdır” buyurdu.
Sa’d bin Ebi Vakkas hazretleri "Ya
Resulallah, dua buyurunuz da, Allahü teâlâ, benim her duamı kabul
etsin" dedi. Cevabında buyurdu ki:
(Duanızın kabul olması için helal lokma
yiyin!) [Kimya-yı saadet]
Başka bir hadis-i şerifte de;
"Duanın kabul olması için iki şey
gerekir. Duayı ihlas ile yapmalıdır. Yediği ve giydiği helalden olmalıdır" [Tergibüs-salât] buyuruldu.
Yahya bin Muaz-i Razi rahmetullahi aleyh buyurdu ki:
"Allahü teâlâya itaat etmek bir hazineye benzer. Bu hazinenin anahtarı
dua, dişleri helal lokmadır."
Sehl bin Abdullah Tusteri rahmetullahi aleyh buyurdu
ki: "İmanın hakikatine kavuşmak için dört şey lazımdır: Bütün farzları
edeple yapmak, helal yemek, görünen ve görünmeyen haramlardan sakınmak. Bu
üçüne ölünceye kadar sabırla devam etmek."
Yine Sehl bin Abdullah Tusteri rahmetullahi aleyh
buyurdu ki: "Haram yiyenlerin yedi âzâsı istese de istemese de günah
işler. Helal yiyenlerin bütün bedeni ibadet eder. Hayır işlemesi kolay ve tatlı
gelir."
Abdullah ibni Mübarek hazretleri buyurdu ki: "Şüpheli
bir dirhemi sahibine geri vermeyi, bin dirhem sadaka vermekten daha çok
severim."
Haram lokma insanın hem dünyasını hem de âhiretini
berbat eder. Helal lokma her zaman, her yerde insanı âbâd eder, huzurlu ve
mutlu eder.
Hadis-i şerifte, (İbadet on kısımdır; dokuzu
helal kazanmak, biri diğer ibadetlerdir) [Beyheki] buyuruldu.
Osmanlı ordusu Mısır seferine giderken bağlık,
bahçelik yerlerden geçiliyordu. Salkım üzümler, olgunlaşmış elmalar, armutlar
ve daha türlü türlü meyveler vardı... Ordu Gebze yakınlarında konakladığı
zaman, Yavuz Sultan Selim Han’ın içine bir şüphe düştü. “Acaba askerlerim
sahibinden izinsiz üzüm ve elma koparmış olabilir mi?” diye düşünüyordu. Hemen
Yeniçeri Ağası’nı çağırdı ve durumun çok dikkatlice araştırılmasını emretti.
Heybeler, torbalar araştırıldı, iyice soruldu ama,
asker üzerinde hiçbir iz bulunamadı. Yeniçeri Ağası gelip durumu söylediğinde
Padişah rahatlamıştı. El açıp;
“Allah’ım! Bana, haram yemeyen bir ordu ihsan ettiğin
için sana şükürler olsun” diye dua etti.
Sonra Yeniçeri Ağası’na dönüp şöyle dedi:
“Eğer askerlerim içinde bir tek
kimse sahibinden izinsiz bir meyve koparıp yese idi, Mısır seferinden
vazgeçerdim. Çünkü haram yiyen bir ordu ile beldelerin fethi mümkün olamaz!”