Sıkıntının, sabretmekten başka reçetesi yoktur!
06/07/2022 Çarşamba Köşe yazarı V.T
"Ey kardeşlerim!
Bize gelen bu belâ ve sıkıntıların Allahü teâlânın takdîri ile olduğunu
bilelim..."
Ahmed Yekdest Cüryânî
hazretleri Muhammed Ma'sûm hazretlerinin yetiştirdiği yedi bin mürşid-i
kâmilden biridir. 1707'de Mekke'de vefât etti. İlk tahsîlini babası Halil
Efendi ile mahallindeki âlimlerden aldı. 1658 (H.1069) senesinde ticâret için
Cüryân'dan Hindistan'a gidiyordu. Yolda çoluk-çocuğunun tâûn hastalığından
vefât ettiklerini haber aldı. Bu acı haberin etkisinde iken kervan eşkıyâ
baskınına uğradı. Şakîler kervandakilerin bütün mallarını aldılar. Ahmed
Cüryânî'nin mallarını aldıktan sonra sol elini bileğinden kestiler. Kendisine
bu sebeple "Yekdest", (tek elli) denildi...
Ahmed Cüryânî bütün bu
sıkıntılara rağmen Rabbini zikrediyor ve sabrediyordu. Kervandakiler ondaki bu
hâllere şaşıp; "Çocukların öldü. Malın mülkün gitti. Kolun kesildi. Buna
rağmen sesin çıkmıyor!" dediklerinde, cevâben buyurdu ki: "Ey
kardeşlerim! Bize gelen bu belâ ve sıkıntıların Allahü teâlânın takdîri ile
olduğunu bilelim. Nitekim Allahü teâlâ Hadîd sûresi yirmi ikinci âyetinde
meâlen bunu bildirmekte ve; (Ne yerde ve ne de nefislerinizde bir musîbet başa
gelmez ki, biz onu yaratmazdan önce, o bir kitapta [levh-il
mahfûz] yazılmış olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre
kolaydır) buyurmaktadır. Bu îtibârla dünyânın esâsı mihnet, sıkıntı üzere
kurulmuştur. Sıkıntının ise sabretmekten başka reçetesi, katlanmaktan başka
kurtuluş yolu yoktur... Şu üç sabır çok sevgilidir. Bunlar; tâatte, hakka
kullukta, günah işlememekte, belâ ve mihnet ânında sabırdır."
Ahmed Yekdest'e bu
sabrı sebebiyle o gece rüyâsında Serhend'e gitmesi tavsiye olundu. Bu mânevî
işâret üzerine Hindistan'ın Serhend şehrine geldi. Orada ikinci bin yılın
yenileyicisi büyük âlim İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin oğlu Muhammed Ma'sûm
hazretlerini tanıyıp ona talebe oldu. On bir sene hocasının yanından ayrılmayıp
ona hizmetle şereflendi. Hocasının sevgi ve iltifâtlarına kavuştu.
Sohbetlerinin bereketi ile tasavvuf yolunun bütün inceliklerini öğrendi. Bundan
sonra insanlara doğru yolu göstermek üzere Mekke'ye gönderildi... Mekke'de
otuz dokuz sene bu vazîfeyi gördükten sonra orada vefât etti...
Ahmed Yekdest hazretleri bu müddet zarfında pek çok talebe yetiştirdi. Mehmed Emin Tokâdî, Tatar Ahmed Efendi, Hacı Muzaffer Efendi, Şeyhulislâm Seyyid Mustafa Efendi, Dördüncü Mehmed Han'ın Baş Çuhâdarı Kahramanağa, Kâdı Ziyâüddîn Efendi, Rûznâmecibaşı Muhammed Kumul Bey, Muhammed Semerkandî ve Dârüssaâde ağası Beşir Ağa bunların ileri gelenleridir.