"Sen kimlerdensin?"
08/08/2021 Pazar Köşe yazarı A.U
Hicrette, Resûlullah
Efendimiz, berâberinde Ebû Bekr-i Sıddîk ve onun âzâtlı kölesi Âmir bin Füheyre
ile yola çıktılar.
Müşrikler de
peşindeydi.
Onu yakalayacaklardı.
Yakalayana, mükâfât
vadettiler.
Müşriklerden Büreyde
bin Eslem de bu işin peşindeydi. Kabîlesinden yetmiş kişiyle, her
yerde Resûlullahı arıyordu.
Derken karşılaştılar.
Efendimiz ona sordu:
“Sen kimsin?”
“Büreyde'yim.”
(Büreyde, serinlik
demekti.)
Efendimiz, hazret-i
Sıddîka döndü.
Ve Ona buyurdu ki:
“Yâ Ebâ Bekr, içimiz
serinledi.”
Sordular yine:
“Kimlerdensin?”
“Eslem
kabîlesindenim.”
(Eslem, selâmet
demekti.)
Efendimiz;
“Selâmetteyiz” buyurdular.
Sordular yine:
“Hangi kolundansın?”
“Sehm kolundanım”
dedi.
(Sehm; nasip demekti.)
Resûlullah, hazret-i
Sıddîka döndü.
Ve Ona buyurdu ki:
“Yâ Ebâ Bekr senin
nasîbin çıktı.”
Büreyde’nin kalbi
değişmişti.
Resûlullaha döndü ve;
“Peki, sen kimsin?”
dedi.
Efendimiz buyurdular
ki:
“Allahın Resûlü
Muhammed'im”
O bunu işitti ve;
Şehâdeti söyleyip
Müslüman oldu.
Yanındakiler de îmân ettiler...