İnsanlardan yiyecek, giyecek istemek
07/04/2025 Pazartesi Köşe yazarı O.Ü
Sual: Aç, susuz olan bir kimse, başkalarından yiyecek, içecek ve başka temel ihtiyaçlarını isteyebilir mi?
Cevap: Bir günlük yiyeceği bulunan kimsenin ve hiç
yiyeceği yok ise de, sağlam, çalışacak, ticaret edecek hâlde olan kimsenin,
yiyecek, içecek veya bunları almak için para istemesi, dilenmesi haramdır.
Bunun varlığını bilerek, istediğini vermek de haramdır. İstemeden verilmesi ve
verileni alması caizdir. Bu kimsenin yiyecek, içecekten başka ihtiyaçlarını
mesela, elbise, ev eşyası, kira paraları istemesi caiz olur. Aç veya hasta
olanın, oturacak evi olsa da, yiyecek istemesi caizdir. Bir günlük yiyeceği
olan, olmasa da, çalışabilecek hâlde olan kimse, ilim öğrenmekle veya
öğretmekle meşgul ise, yiyecek istemesi, yine caiz olur. Parasını harama sarf edene
ve israf edene sadaka verilmez.
Sual: Bir fakire, onu dinen
zengin edecek miktarda zekât vermek uygun olur mu?
Cevap: Fakirin, hiç olmazsa, bir günlük ihtiyacını
karşılayacak kadar vermek müstehaptır. Borcu olmayan ve çoluk çocuğu bulunmayan
fakire, nisap miktarı veya malını nisap miktarına tamamlayacak kadar zekât
vermek mekruhtur. Çoluk çocuğu olan fakire, bunların her birine bölünce, nisap
miktarı düşmeyecek kadar, çok zekât vermek caizdir. Zekâtı, fakir olan kardeşe
ve hala, amca, dayı ve teyze gibi yakın akrabaya vermek daha sevapdır.
Yakınları muhtaç iken, başkalarına verirse, sevabı olmaz.
Sual: Bir kimsenin, zekâtını,
bulunduğu yerdeki fakirlere vermeyip de, başka şehir veya yerdeki fakirlere
göndermesinin, vermesinin dinen mahzuru olur mu?
Cevap: Zekâtı başka şehre göndermek mekruh ise de,
akrabaya vermek için veya kendi şehrinde fakir Müslüman bulamazsa, başka şehre
göndermek caizdir. Zekâtı, borcu olana vermek, fakire vermekten daha iyi olduğu
Bezzâziyye fetvasında yazılıdır. Malını israf edene, haramda kullanana zekât
vermenin layık olmadığı Dürr-i Yektâda yazılıdır.
Sual: Zengin olup alacaklarını
alamayan ve sıkıntıya düşen bir kimse, zekât alabilir mi?
Cevap: Alacaklarını ve malını
eline geçiremeyen, elindeki bononun ödeme zamanı gelmeyen zengin kimse, faizsiz
ödünç veren kimse bulamazsa, ihtiyacı kadar, zekât alabilir. Malı eline geçtiği
zaman, almış olduğu zekâtı da, fakirlere dağıtmaz.
