Namazı kaçıran, diğer din işlerini daha çok kaçırır!..
09/04/2025 Çarşamba Köşe yazarı V.T
Namazdan başka bir şeyde rahatlık arayan bir kimse, makbûl değildir.
Şeyh Ebû Tâlib er-Râzî hazretleri İmâm-ı Gazâlî hazretlerinin
yetiştirdiği fıkıh âlimlerindendir. Afganistan’da Hirat’ta doğdu. Fıkıh ilmini
İmâm-ı Gazâlî hazretlerinden öğrendi. Onun “İhyâ” isimli meşhûr eserini
ezberledi, ilim öğrenmek için Bağdad ve başka yerlere gidip, oralarda bulunan
âlimler ile görüştü. Fâris’te (İran’da) 522 (m. 1128) senesinde vefât
etti.
Bu mübarek zat derslerinde buyurdu ki:
“Namaz kılarken, Allahü teâlâyı görmek mümkün değil
ise de, görür gibi bir hâl hâsıl olmaktadır.” Bu hâlin hâsıl olduğunu tasavvuf
büyükleri söz birliği ile bildirmişlerdir. İslâmiyetin başlangıcında namaz
Kudüs’e karşı kılınırdı. Beyt-ül-mukaddese karşı kılmayı bırakıp, İbrâhim
aleyhisselâmın kıblesine dönmek emrolunduğu zaman, Medine’deki Yahudiler
kızdılar. “Beyt-ül-mukaddese karşı kılmış olduğunuz namazlar ne olacak?”
dediler. Bekâra sûresinin 143. âyet-i kerîmesi gelerek; “Allahü teâlâ
îmânlarınızı zayi eylemez!” meâlinde buyuruldu. Namazların
karşılıksız kalmayacakları bildirildi.
Namaz, îmân kelimesi ile bildirildi. Bundan
anlaşılıyor ki, namazı sünnete uygun olarak kılmamak, îmânı zayi etmek olur.
Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem ) “Gözümün nûru ve lezzeti
namazdadır” buyurdu. Bu hadîs-i şerîf; “Allahü teâlâ namazda zuhur ediyor,
müşâhede olunuyor. Böylece gözüme rahatlık geliyor” demektir.
Bir hadîs-i şerîfte; “Ya Bilâl! (radıyallahü
anh) Beni rahatlandır!” buyuruldu ki; “Ey Bilâl! Ezan okuyarak ve
namazın ikâmetini söyleyerek, beni rahata kavuştur” demektir. Namazdan başka
bir şeyde rahatlık arayan bir kimse, makbûl değildir. Namazı zayi eden, elden
kaçıran, başka din işlerini daha çok kaçırır.
Faydasız şeyler söylemek, Müslümanları gıybet etmek,
orucun sevâbını giderir.
Gıybet etmek, ibâdetlerin sevaplarını yok eder.
Gıybetten sakınmak vâcibdir. Zahmet çekerek, sıkıntılara katlanarak ibâdet
yapıp da, bunun sevâbını yok etmek, ne kadar akılsızlıktır. İbâdetler, Allahü
teâlâya arz olunur. Gıybeti ve faydasız sözleri sahibinin huzûruna çıkarmak,
O’na karşı edepsizliktir.
“Âlimler üç kısımdır. Bir kısmı, ilmi
ile amel eder, insanlar da onun ilmiyle amel ederler. Diğer bir kısmı, ilmi ile
amel eder, fakat insanlar onun ilmiyle amel etmez. Başka bir kısmı da ilmiyle
kendisi amel etmediği gibi insanlar da amel etmez.”
