İnsanlara doğruyu göstermek peygamberlerin sünnetidir...
09/09/2020 Çarşamba Köşe yazarı V.T
Müslümanlara nasihat, Onların sıkıntılarını gidermek ve kendilerini saadete
çağırmaktır.
Cemâlüddîn Sarsarî hazretleri Hanbelî mezhebi fıkıh âlimlerindedir. 588 (m.
1192)’de doğdu. 656 (m. 1258)’de Hülâgu’nun Bağdad’ı istilâsında şehid
edildi. Nasihat etmek hakkında şunları buyurdu:
Müslümanlara ve bütün insanlara nasihat etmek, doğruyu göstermek ve
öğretmek, peygamberlerin sünnetidir. Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde, bütün
peygamberlerini nasihat edici olarak gönderdiğini bildirdi. Ebû Hüreyre’nin
(radıyallahü anh) rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte, Resûlullah Efendimiz
(sallallahü aleyhi ve sellem); “Din nasihattir... Din nasihattir... Din
nasihattir” buyurdu.
Müslümanlara nasihat; onlara şefkatli olmak, büyüklerine hürmet ve hizmet,
küçüklerine merhamet göstermektir. Onların sıkıntılarını gidermek ve
kendilerini saadete çağırmaktır. Bütün insanların İslâmiyeti sevmeleri için
nasihat; onları imâna davet etmek ve küfrün kötülüğünü anlatmaktır.
Hazreti Ömer (radıyallahü anh) buyurdu ki: “Kusurlarımı bana gösteren
kişiye Allahü teâlâ rahmet etsin.”
İmâm-ı Zührî diyor ki: “Süleymân bin Abdülmelik’e şu sözleri söyleyen
kişinin sözü gibi bir söz duymadım. O kimse ona;
-Ey müminlerin emîri! Benden dört kelime işit ki, bu dört kelimede; senin
dininin, saltanatının, âhıretinin ve dünyânın salâhı (doğruluğu)
vardır, dedi. Süleymân bin Abdülmelik;
-Bu kelimeler nelerdir? deyince o kimse;
-Kimseye, yapmayı istemediğin birşeyi vadetme. Çetin meselelerin kolayca
hallolması seni gurûrlandırmasın. Biliniz ki, her amelin bir karşılığı vardır.
Akıbetten sakınınız. Dâima sakınma üzere bulununuz, dedi.”
Süleymân bin Abdülmelik, Ebû Hazım Seleme bin Dinar’a; “Bu halifelik
meselesinde kurtuluş yolu nedir?” diye sordu. Ebû Hazım; “Eğer dediğimi tatbik
edersen kolaydır!” dedi. Süleymân bin Abdülmelik; “O nedir?” diye sorunca, Ebû
Hazım; “Ancak helâl olan şeyleri al. Onları hakkı olan yerlere sarf et”
buyurdu. Bunun üzerine Süleymân bin Abdülmelik, “Buna kimin gücü yeter?”
deyince, Ebû Hazım; “Allahü teâlânın seni tayin ettiği yere, tayin edilen
kimsenin gücü yeter” buyurdu.
Süleymân bin Abdülmelik ona; “Bana nasihat et?” deyince, Ebû Hazım; “Ey müminlerin emîri! Bu iş (sultanlık), sana ancak ölüm karşılığı verildi. Senden öncekiler de böyle idi. Ölüp, bu işten uzaklaştılar... Ey müminlerin emîri! Rabbinin emrettiklerini yapıp, yasak ettiklerinden uzaklaşma husûsunda her zaman dikkatli ol... Ey müminlerin emîri! Ne infâk etmişsen, o şey seni hayra veya şerre götürür. Sen dilediğini seç!” dedi.