"Ben nasîhati, dünyâlık karşılığında satmam!.."
06/06/2023 Salı Köşe yazarı V.T
İmâm-ı Abdurrahmân Evzâî hazretleri Tebe-i tâbiînin
meşhurlarından olup fıkıh âlimi ve büyük velîlerdendir. Mezhep imamı idi. Şam
ve Magrib (Fas, Tunus, Cezâyir) halkı, Mâlikî mezhebine mensûb olmadan önce
Evzâî hazretlerinin mezhebinde idiler. Mezhebi, Endülüs'e Emevîler'le
girmiştir. Mensupları kalmadığı için mezhebi daha sonra unutuldu. 707 (H.88)
senesinde Lübnan’da Ba'lebek'te doğdu. Şam'da yerleşip orada yaşadı. Buradaki
Tabiinin büyüklerinden ilim tahsil etti. İbrâhim Edhem ile sohbet ederdi.
Ömrünün sonlarına doğru Beyrut'a gitti. 774 (H.157)'te orada vefât etti.
İmâm-ı Evzâî, Halîfe Câfer'e buyurdu ki: Cebrâil aleyhisselâm
bir gün Peygamber “sallallahü aleyhi ve selem” efendimize gelmişti. Resûlullah
efendimiz, Cebrâil'e; "Yâ Cebrâil! Bana Cehennem'i
anlat!" buyurdu. Cebrâil de; "Allahü teâlâ
Cehennem'e emretti. Bin sene iyice kırmızılaşıncaya kadar yandı. Bundan sonra
bin sene daha yandı. Sapsarı oldu. Bin sene daha yanıp, simsiyah oldu. Onun
için Cehennem koyu ve siyahtır. Alevleri ve parçaları parlamaz; seni Peygamber
olarak gönderen Allahü teâlâya yemin ederim ki, Cehennem elbiselerinden birisi,
dünyâdakilere gösterilmiş olsaydı, hepsi ölürlerdi. Eğer, Cehennem'in içecek
kovalarından bir tânesi, dünyâ suyuna dökülmüş olsaydı, ondan tadan herkes
ölürdü. Eğer, Allahü teâlânın bildirdiği zincirden bir arşın, dünyâdaki dağlar
üzerine konulsaydı, bütün dağlar erirdi. Bir kimse Cehennem'e girip, çıksaydı,
yeryüzündekiler onun kokusundan ölürlerdi" dedi... Bunun üzerine Peygamber
efendimiz ağladılar. Resûlullah efendimiz ağlayınca, Cebrâil aleyhisselâm da
ağladı ve;
"Yâ Muhammed! Sen de mi ağlıyorsun, hâlbuki Allahü teâlâ
seni günahdan muhâfaza eyledi" deyince, Resûlullah efendimiz; "Allahü
teâlâya şükredici bir kul olmayayım mı?" buyurdu.
Resûlullah efendimiz ile Cebrâil aleyhisselâm ağlarlar iken,
gökten bir ses; "Ya Muhammed, yâ Cebrâil! Şüphesiz Allahü teâla sizi,
günâh işlemeyecek şekilde yarattı. Onun için, yâ Muhammed! Allahü teâlâ seni
bütün peygamberlerden üstün kıldı. Yâ Cebrâil! Seni bütün gök meleklerinden
üstün kıldı" dedi...
Ey müminlerin emîri! En üstün şey takvâdır. Çünkü, kim, Allahü
teâlâya itâat için şeref isterse, Allahü teâlâ onu yükseltir. Kim de şerefi
günâh işlemek için isterse, Allahü teâlâ onu alçaltır."
Halîfenin yanından ayrılırken, halîfe ona hediyeler vermek istedi. Fakat kabul etmedi ve; "Benim ona ihtiyâcım yok. Ben nasîhati, dünyâlık karşılığında satmadım." buyurdu.