"Haydi bizim hâneye gidelim"
12/10/2023 Perşembe Köşe yazarı A.U
Kazvin’de doğan Alî
bin Ömer Harbî hazretleri, Allah adamlarındandır.
Kerâmetleri vardı.
Kalpleri okurdu.
Bir kişi, bu zâtın sohbetine giderken yolda kendi kendine
"Huzûruna varınca, (Efendim, zât-ı âlinizin yediği yemekten
bana da ikrâm eder misiniz?) diye arz edeyim" dedi.
Bu düşünceyle vardı.
Oturup sohbet ettiler.
Nihâyet sohbet bitti, büyük velî, bu kimsenin eline yapışıp “Haydi
bizim hâneye gidelim” buyurdu.
Ve eve vardılar.
Sonra üzerinde “yufka” ve “hurma” bulunan
bir sini getirip; “Biz bunlardan yeriz kardeşim. Haydi,
birlikte yiyelim” buyurdu.
Yiyip kalktılar.
Adam mahcuptu! "Âh, keşke öyle düşünmeseydim" diyordu
içinden.
● ● ●
Biri de anlatıyor ki: Ben, Alî bin Ömer Harbî hazretlerinin
arkasında ilk defa namaz kıldığımda bir şey dikkatimi çekmişti.
Şöyle ki;
Çok elbisesi vardı, hem de süslü, sırmalıydı. İçimden; “Bu
nasıl zühd ve takvâ ehlidir ki, süslü ve sırmalı elbise giyiyor?” dedim.
Öyle biliyordum.
Yâni Allah adamları, dünyâya düşkün olmadıkları için “Eski
elbise” giyerler zannediyordum.
Ve namaz bitti.
Mübârek zât bana bakıp; “Sırmalı elbise giymek, zühdü ve takvâyı
bozmaz” buyurdu.
Utancımdan yerin dibine geçmiştim!