Se'âdet-i Ebediyye kitabını okuyan...
13/10/2018 Cumartesi Köşe yazarı O.Ü
Se'âdet-i Ebediyye kitabını okuyarak anlayan bir kimse
ne bahtiyardır...
Sual: Seâdet-i Ebediyye kitabını okuyanlar, hep bu kitabı
tavsiye ediyor ve siz de tavsiye ediyorsunuz. Peki bu kitabı okuyunca ne
oluyor, diğerlerinden ne farkı vardır ki bu şekilde tavsiye edilmektedir?
Cevap: Se'âdet-i Ebediyye kitabını okuyarak
anlayan bahtiyar bir kimse, hem din bilgilerini öğrenir, hem de îmâm-ı Rabbânî
hazretlerini tanıyarak, kalbi Ona meyleder, bağlanır. Onun bütün dünyaya
saçtığı nurları alıp, olgunlaşmaya, kemale gelmeye başlar da haberi olmaz. Ham
bir karpuz, güneşin ışıkları karşısında zamanla olgunlaştığı, tatlılaştığı gibi
yetişerek kamil, olgun bir insan olur. Bu dünya ve hayat görüşünde
değişiklikler olduğunu hisseder. Hâller, zevkler, tatlı rüyalar görmeye başlar.
İmâm-ı Rabbânî hazretlerini, evliyayı, Eshâb-ı kiramı ve Resûlullah efendimizi
rüyada görmeye, uyanık iken de ruhlarından istifade etmeye başlar. Nefsi de
gafletten kurtulup, namazın tadını duymaya, ibadetlerden zevk almaya başlar.
Günahlardan, haram olan şeylerden, kötü huylardan nefret duyar. İyi huylar onun
âdeti olur. Herkese iyilik eder. Cemiyete, topluma, millete faydalı olur.
Saâdet-i ebediyyeye kavuşur ve başkalarını da kavuşturur.
Hanefi mezhebinin büyük âlimlerinden Seyyid Şerîf Cürcânî
hazretleri, Şerh-i mevâkıf, Şerh-ul-metâli' hâşiyesi ve Berîkada buyurduğu
gibi, evliyanın suretleri, öldükten sonra da talebesine, sevenlerine görünüp
feyiz verirler. Fakat, bunları görebilmek ve ruhlarından feyiz alabilmek kolay
değildir. Ehl-i sünnet itikadını ve ahkâm-ı islâmiyyeyi, kitaplardan öğrenmek
ve öğrendiklerine uymak ve evliyayı sevmek, saygılı olmak lâzımdır.
Merec-ül-bahreynde deniyor ki:
“Tasavvuf büyüklerinin hepsi, Ehl-i sünnet idi. Bidat
sahiplerinden hiçbiri, Allahü teâlânın marifetine yaklaşamamıştır. Vilâyet
nurları, bunların kalplerine girmemiştir. Amelde ve itikatta olan bidatin
zulmeti, vilâyet nurunun kalbe girmesine mâni olur. Kalp, bidat pisliklerinden
temizlenmedikçe ve Ehl-i sünnet itikadı ile süslenmedikçe, hakikat güneşinin
ışıkları oraya giremez. O kalp, yakîn nuru ile aydınlanamaz.”
***
Sual: Din bilgilerini ve âlimleri kötülemek de imanı
giderir mi?
Cevap: İslâm bilgilerine inanmamak, bunları ve
din âlimlerini aşağılamak da, küfr-i cühûdî olur.