"Haydi bizim hâneye gidelim"
13/10/2023 Cuma Köşe yazarı A.U
Kazvin’de doğan Alî
bin Ömer Harbî hazretleri zamânında bir kimse vardı ki, zâhid
olup, “dervişâne” elbiseler giyerdi.
Bu kişi, Alî bin Ömer
Harbî hazretlerinin, nefis “yemekler” yiyip, kıymetli “elbiseler” giydiğini
işitti birinden.
Aklı yatmadı bu işe.
Bu, ters geldi ona.
Kendi kendine "Bu
nasıl Allah adamı ki, güzel yemekler yiyip, kıymetli elbise giyiyor? Zühd
sâhibi olan böyle yapar mı?" diye düşündü.
Bu fikirle gitti.
Ve oturdu sohbete.
Sohbet esnâsında büyük
velî ona doğru döndü ve;
“Sübhânallah! Bir şey
günah değilse, hiç kerîh görülür mü? Güzel yiyip güzel giymenin, zühdle ne
ilgisi var? Bilâkis mümine, güzel şeyler yakışır” buyurdu.
● ● ●
Biri de şöyle
anlatıyor:
Bir gün çok
acıkmıştım.
Yiyecek bulmak için
dışarı çıktım.
Ancak param yoktu.
“Belki birileri para
düşürmüştür” diye düşünerek, yollara dikkatlice baka baka gidiyordum ki, Alî
bin Ömer Harbî’ye rastladım.
O zât beni gördü.
Bana doğru geldi.
İyice yaklaştı.
Ve kulağıma
eğilip; “Sâhibi bilinmeyen parayı kullanmak câiz olmaz” dedi.
Ve bir kese verip;
“Al, bunları harca” buyurdu.
O paraları uzun zaman
kullandım.
Kullandıkça
artıyordu...