Orta Çağ'a son veren Sultan: İkinci Mehmed Han
18/02/2022 Cuma Köşe yazarı A.D
Türk tarihi,
sayılamayacak kadar çok kahraman ve cihangirlerle doludur. Fatih Sultan Mehmed
de bunların başında gelenlerdendir.
Tarihte bugün, Fatih
Sultan Mehmed Han'ın, Osmanlı tahtına çıktığı gündür. (18
Şubat 1451) İkinci Murad Han'ın oğlu, İkinci Bayezid Han'ın
babasıdır. 1429'da Edirne’de doğup, 1481'de Gebze’de vefat etti. Türbesi Fatih
Camii haziresindedir...
Osmanlı Sultanlarının yedincisi olan, Fatih Sultan Mehmed Han, 1453 Mayıs
ayının yirmidokuzuncu Salı günü İstanbul’u Bizans Rumlarından alarak, Orta
Çağ'a son verdi. Ayasofya Kilisesini cami yaptı. Kıyamete kadar cami kalmasını
yazılı vasiyet ve vakfeyledi...
Türk tarihi,
sayılamayacak kadar çok kahraman ve cihangirlerle doludur. Fatih Sultan Mehmed
de bunların başında gelenlerdendir. Çünkü o, kılıçla keşfi yan yana yürütmüş;
çağ açıp çağ kapayan bir Sultandır...
ll. Mehmed Han, soğukkanlı ve cesurdu. İstanbul Muhasarası sırasında atını
denize sürerek askerine şöyle haykırmıştır: “Ya ben İstanbul’u alırım,
ya da İstanbul beni!..”
Aynı zamanda çok
merhametli ve müsamahalı olan Fatih, vicdan hürriyetine büyük değer
verirdi. İstanbul’a girdiği vakit ayaklarına kapanan İstanbul Patriğini yerden
kaldırmakla alicenaplığını gösteren cihangir, onu şu sözlerle teselli etti:
“Ayağa
kalkınız! Ben Sultan Mehmed, hepinize söylüyorum ki: Şu andan itibaren
artık ne hayatınız ne de hürriyetiniz hususunda gazab-ı şahanemden
korkmayınız!..”
Fatih Sultan Mehmed Han, Avrupalı devletlerin Osmanlılarla ilgili hareketleri
müzakere eden bütün meclislerinde geniş bir haber alma teşkilatına sahipti.
Almanya’da yerlilerden elde edilmiş casusları da vardı. İtalya ise, son derece
gizli ve daimi bir "Türk haber alma servisi"yle örülüydü. Fatih’in,
bu teşkilat sayesinde düşmanlarından günü gününe haberi olurdu...
Fatih Sultan Mehmed, ilme, sanata ve ilim adamlarına çok kıymet
verirdi... Aklî ve naklî ilimlerde söz sahibi olan âlimleri
İstanbul’a topladı ve onların talebe yetiştirmesi için medreseler kurdu...
İstanbul’un fethinden sonraydı. Bir gün hocası Akşemseddin hazretlerini
ziyarete gitti. Elini öpüp, tahtı tacı bırakıp derviş olmak istediğini söyledi.
Hocası, bu teklifi reddederek, devlet işlerine memur edilen padişahın asıl
vazifesini yapmamış olacağını, din-i İslam ve adaletle memleketi ve dünyayı
idare etmenin daha makbul olduğunu; aksi hâlde din ve devletin zarar göreceği
için, ikisinin de Allah indinde mesul olacaklarını bildirdi...
Bütün Osmanlı Sultanlarının ruhlarına birer Fatiha gönderelim inşallah...