“Bu ahlaka sahip milletle dünyayı fethederim!..”
25/12/2021 Cumartesi Köşe yazarı A.D
Henüz İstanbul
fethedilmemişti... Fatih Sultan Mehmed Han bir gün tebdil-i kıyafetle
çarşıda esnafı dolaşmaya başlar...
Fatih Sultan Mehmed
Han, kılıçla keşfi yan yana yürütmüş, çağ açıp çağ kapamıştır. Tetkik edildikçe
derinleşen, derinleştikçe deryalaşan bu cihangirin sayılamayacak kadar güzel
vasıfları vardır. O, ne istediğini ve ne yapacağını bilen ve büyük işleri başarabilmek
için gerekli tedbirleri, yorulmak bilmeyen bir azim, sabır ve sükûnetle
hazırlayan bir insandı...
***
Henüz İstanbul
fethedilmemişti... Fatih Sultan Mehmed Han, zaman zaman tebdil-i
kıyafetle halkının arasına karışırdı… Sultan, yine bir gün, kıyafet
değiştirerek çarşıda esnafı dolaşmaya başladı. Rastladığı ilk dükkâna girdi ve
bir okka tuz, bir okka şeker ve bir okka da sabun istedi. Dükkan sahibi bir
okka tuzu tartıp müşterisine verdi ve dedi ki:
-Lütfen diğer
istediklerinizi de karşıdaki komşumdan alın. Zira, o henüz sabah siftahını
yapmadı...
Memnun bir edayla
dükkândan çıkan Mehmet Han, öbür dükkâna girdi ve şeker ve sabunu da ondan
istedi. O bakkal da şekeri verdi ve dedi ki:
-Sabunu da yandaki
komşumdan alınız. Çünkü o daha siftah etmedi...
O bakkal da aynı
şekilde davranınca Mehmed Han'ın gözleri dolmuş ve böylesine
üstün bir ahlaka sahip olan halkın hükümdarı olmaktan büyük mutluluk duymuş
ve “Ben bu ahlaka sahip bir milletle, değil İstanbul’u dünyayı dahi
fethederim” demekten kendini alamamış ve fetih hazırlıklarına hız vermiştir…
***
Fatih Sultan Mehmed Han, 1453'te İstanbul'u fethettikten sonra
imparatorluk sarayını gezer. Bir ara mahzene iner ve zindanda yaşlı bir papaza
rastlayıp sorar:
-Buraya neden hapsedildin?
Papaz cevap verir:
-Arz edeyim Sutanım... Siz İstanbul'u kuşatmaya başladığınızda imparator beni
huzura çağırıp, İstanbul'un düşüp düşmeyeceğini sordu. Ben de bilgime dayanarak
bunun İstanbul'un uğradığı son muhasara olduğunu ve şehrin elimizden çıkacağını
söyledim! Bu sözlerim imparatorun hiç hoşuna gitmedi... Çok kızdı bana!.. Bir
sürü eziyetten sonra buraya attırdı beni.
Fatih Sultan Mehmed Han bir an düşünür ve papaza şöyle sorar:
-Peki bu şehir bir gün gelir bizim de elimizden çıkar mı?
Papaz cevap verir:
-Bu şehirde herkesin gözü vardır. Sizin aranızda da sen-ben kavgası başlarsa,
kişisel çıkarlar ülke çıkarlarının önüne geçerse, mülklerini yabancılara
satanlar çoğalır, yabancılardan medet umanlar artar; işte o zaman bu şehir
sizin elinizden çıkar…
Adamın bu sözlerini duyan Koca Fatih ellerini kaldırır ve şöyle dua eder:
"Ya Rabbi! Böylelerini kahrına ve gazabına uğratmanı niyaz
ediyorum!.."