Milletin kurtuluşu ve saadeti ne ile olur?
25/12/2021 Cumartesi Köşe yazarı V.T
Hayır ve iyilik
müesseseleri kurmak, fakirlere yardım etmek hep mal ve servet ile olur...
Yahyâ bin Eksem
hazretleri Hanefî fıkıh âlimidir. Mezhebde müctehid idi. 180 (m. 796)’da
Türkistan’da Merv’de doğdu. İmam-ı Azam hazretlerinin en büyük talebesi
Muhammed Şeybânî başta olmak üzere Süfyân bin Uyeyne, Vekî' bin Cerrâh
gibi âlimlerden ilim tahsil etti. Kâdılkudâtlık, Dîvânü’s-sadakât başkanlığı
gibi görevler yaptı. Medine yakınlarındaki Rebeze’de 242 (m. 857)’de vefat
etti. Buyurdu ki:
Dünyaya gönül
bağlamanın kötülenmesi ve âhiret için daha çok çalışılması husûsunda vârid olan
âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerle berâber, İslâm dîninde, ilim, fen, teknik,
mimârlık, sanat ve ticâreti emreden, bunlar için çalışmayı teşvîk eden nice
emirler, âyet-i kerime ve hadis-i şerifler vardır. Çünkü medenî bir cemiyetin,
bir milletin kurtuluşu ve saadeti fakirlik ile olamaz. Bilakis, hayır ve iyilik
müesseseleri, imârethâneler, mektepler, medreseler, yapmak, âcizlere, fakirlere
ve kimsesizlere yardım etmek hep mal ve servet ile olur. Mal ve servet ise,
çalışmak ve ticâret ile kazanılır. Nitekim Kur'ân-ı kerimde, Nisâ sûresinin
yirmidokuzuncu âyetinde meâlen şöyle buyurulmaktadır:
(Ey îman edenler!
Mallarınızı [fâiz ve kumar gibi İslâmiyetin haram kıldığı] bâtıl yollarla
yemeyiniz. Ancak birbirinizden râzı ve hoşnûd olarak [ticâret ile] ola.) Bekara
sûresinin iki yüz yetmiş beşinci âyetinde meâlen (Allahü teâlâ bey'i ve
ticâreti helâl ve ribâyı [fâizi] ise haram kılmıştır) buyurulmuştur.
Âl-i imrân sûresinin
ondördüncü ve onbeşinci âyetlerinde de meâlen buyuruldu
ki: (Kadınlardan, kantarlarla altın ve gümüşten ve en güzel atlardan,
davarlardan, [sığırlardan, develerden] ve ekinden yana olan, nefsin arzularına
muhabbet, insanlar için tezyîn olundu [süslendi]. Bunlar ise, dünya hayatının
geçici menfaatleridir ve insanın en son gideceği yer, Allahü teâlânın
indindedir. Ey Resûlüm, müminlere de ki: Bu dünya ziynetlerinden daha
hayırlısını size haber vereyim mi? O dünya ziynetlerinden hazer edenler için
Rableri katında, ağaçları altında [önünde] ırmaklar akan Cennetler vardır.
Bunlar, orada devamlı kalacaklardır. Orada her ayıptan uzak, tertemiz zevceler
ve en büyük nîmet olan Allahü teâlânın rızası vardır. Allahü teâlâ kullarının
hâllerini ve yaptıklarını hakkı ile görücüdür.)
Nebe' sûresinin onbirinci âyetinde meâlen (Gündüzü kazanç zamanı kıldık [Tâ ki gündüzleri hayatınızda, yaşamanızda lâzım olan şeyleri kazanasınız]) buyurulmuştur.