Veren zat olgun, alan ise uygun olmalıdır...
26/12/2021 Pazar Köşe yazarı V.T
Velî, Allahü teâlâya
kavuşturan yolu gösterendir. Kendisinden yardım, imdâd gelen zattır.
Ebû Zekeriyyâ bin
İbrâhîm Kurtubî hazretleri hadis ve Mâlikî fıkıh âlimidir. Endülüs’te (İspanya)
Tuleytula’da (Toledo) doğdu. Kuzey Afrika, Hicaz ve Irak civarına giderek büyük
âlimlerden ilim tahsil etti. Endülüs’e döndükten sonra Tuleytula’da talebe
yetiştirdi. 259’da (m. 873) Kurtuba’da (Cordoba) vefat etti. Bir dersinde
buyurdu ki:
İyi bil ki, senin
saadetin ve belki bütün insanların saadeti ve herkesin dünya ve âhıret
sıkıntılarından kurtulması, sahibimizin zikri ile olur. Elden geldikçe her
zaman zikir yapmalıdır. Ondan bir ân gâfil kalmamalıdır. Bunun için, sana önce
lâzım olan, her şeyden yüz çevirip, Allahü tealanın evliyasına bağlanmandır! O
büyüklerin kalblerinden, ruhlarından faydalanmak için yalvarmalısın! Önce zikir
lâzımdır. Zikir, hâtırlamak, anmak demektir. Göğsün sol tarafındaki kalb, yürek
denilen et parçasını düşünürsün. Bu et parçası, gönül denilen hakîkî kalbin
yuvası gibidir. ALLAH mübârek ismini, hayâlin ile bu kalb üzerinden
geçirirsin. Bu ânda, hiçbir uzvunu oynatmazsın. Yalnız kalbini düşünerek
oturursun. Kalbin şeklini, anatomik yapısını düşünmezsin. Çünkü, kalbin yerini
düşünmek lâzımdır. Kalbin kendisini tasavvur etmek, hâtırlamak lâzım değildir.
Allah ismini, kalbin
bulunduğu yerde hâtırlarken, hiçbir şeye benzemez diye düşünürsün! Allahü
teâlânın sıfatlarını da düşünmezsin. Hazır ve nâzır olduğunu dahî düşünmezsin.
Mahlûkları görüp, bunlara bağlı kalıp avunarak, hiçbir şeye benzemeyen varlığa
bağlanmaktan mahrum kalmayasın. Çünkü mahlûklarda görülen, anlaşılan her şey, o
olamaz. Çoklukta görülenler, bir olanı görmek olamaz. Hiçbir şeye benzemeyeni,
bilinen, anlaşılan şeylerin dışında aramak lâzımdır. Ayrılmayan, bölünmeyen,
hiç değişmeyen bir şey, çok olan, başka başka olan şeylerde bulunamaz.
Zikrederken, bir velînin görünüşü, kendiliğinden hâsıl olursa, o görünüşü de
kalbde durdurmalıdır. Böylece zikre devam etmelidir.
Velî dediğimiz zat, Allahü teâlâya kavuşturan yolu gösterendir. Yolda, ondan yardım, imdâd gelen zattır. Yoksa cübbe, külâh, diploma edinip, şeyh efendi olarak köşede oturan câhil değildir. Âdetlere, gösterişlere, yaldızlı sözlere aldanmamalıdır. Evet, kâmil ve mükemmil bir zattan, bereketlenmek, faydalanmak için elbise, çamaşır gibi şey almak, onu inanarak ve saygı ile kullanmak çok fayda ve feyiz verir. Fakat, veren olgun, alan uygun olmak lâzımdır.