"Yolda melekler sizin etrafınızı sarmışlardı"
18/02/2022 Cuma Köşe yazarı V.T
"Allahü teâlâ,
velî kulları vâsıtasıyla insanların müşküllerini çözer..."
Ebû Muhammed Hadramî
hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Arabistan'ın güneyinde Hadramud'da
doğdu. Muhammed bin Ali Ba'levî’den ilim tahsil etti. Daha sonra Şeyh Ahmed bin
Cu'd hazretlerinin sohbetlerine devâm etti. Tasavvuf bilgilerini öğrenip üstün
hâllere kavuştu ve icâzet aldı. 1288 (H.687) senesinde Yemen'de vefât etti.
Birçok kerâmetleri görüldü.
Bir defâsında
peygamberlerden Hûd aleyhisselâmın kabr-i şerîfini ziyâret için yola çıktı. Binlerce
kişi onunla gitti. Bir defâsında da talebelerinden büyük bir cemâatle, hocası
Ahmed bin Cu'd'u ziyârete gitmişti. Huzûruna vardıklarında; "Hoş geldiniz
evladlarım. Yola çıktığınızdan beri melekler sizin etrafınızı sarmışlardı"
dedi. Yalnız kaldığı zaman ortalığı bir nûr kaplardı. Kendisi bu nûrda kaybolur
gibi olurdu.
Talebelerine nasîhat ederken; "Sizden biriniz nerede olursanız olunuz,
herhangi bir sıkıntıya düşerse, beni vesîle ederek Allahü teâlâdan murâdını
istesin. Biiznillah istediğine kavuşur. Allahü teâlâ, velî kulları vâsıtasıyla
insanların müşküllerini çözer" buyurdu. Talebeleri sıkıntıya düştükleri
zaman, Abdullah-ı Hadramî'yi vesîle ederek, Allahü teâlâdan sıkıntılarını
gidermesini istediler. Hocalarının yetişerek, Allahü teâlânın izniyle onları
sıkıntıdan kurtardığı çok defâ görüldü. Şöyle anlatılır:
Ebû Mehre adındaki zât, önceleri Sa'îd bin Îsâ'nın talebelerinin ileri
gelenlerinden idi. Daha sonra Abdullah-ı Hadramî'nin sohbetlerinde bulundu.
Onun sevdiği yüksek talebelerinden oldu. Bir zaman Ebû Mehre, ilk hocasını
ziyârete gitti. Huzûruna girdiğinde eski hocasının hâtırının kaldığını gördü.
Sonra kendisinde, his, zevk ve istek ne varsa kaybolduğunu anladı. Berâberinde
amcasının oğlu vardı. O zaman Abdullah-ı Hadramî hazretlerini vesîle kılıp,
Allahü teâlâya yalvardı. O ân Abdullah-ı Hadramî orada görüldü ve Ebû Mehre'yi
düştüğü sıkıntılı durumdan kurtardı. O da eski hâline tekrar kavuştu. Sa'îd bin
Îsâ, bu durumu görünce hayret etti. O zaman Abdullah-ı Hadramî buyurdu ki:
"Bu talebenin elinden siz tuttunuz. Fakat kalbi bizimledir..." Daha
sonra oradan ayrıldı.
Vefât edeceği zaman, yanında bulunanlara; "Yavrularım, melekler âlemini görüyorum. Melekler âleminde de Peygamberimizi görüyor, müşâhede ediyorum" dedi.