"Şeytana itaatten çok sakın!.."
18/04/2019 Perşembe Köşe yazarı V.T
"Namazı ta’dili erkana uyarak,
huşû içerisinde, kulluğun ve acziyetinin idrâkinde olarak kıl!"
Zâhirî hazretleri meşhûr fıkıh
âlimlerindendir. İsmi, Muhammed bin Dâvûd İsfehânî’dir. Ailesi, İsfehânlıdır.
Kendisi, 255 (m. 869) yılında Bağdâd’da doğdu. Orada fetvâ verirdi. 297 (m.
910)’da vefât etti. Namazı ta’dili erkan ile kılmak hakkında şunları anlattı:
Namazı ta’dili erkana uyarak,
huşû içerisinde, kulluğun ve acziyetinin idrâkinde olarak kıl. Allahü
ekber diye tekbîr alınca, kalbinin dilini yalanlamaması lazımdır. Allahü teâlâ
senin yalancı olduğunu bilir. Nitekim Allahü teâlâ, münâfıkların içlerinden
tasdik etmedikleri hâlde dilleriyle “Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)
Allahın Resûlüdür” sözlerinin de yalan olduğunu bilmektedir. Eğer hevân, (arzu
ve isteklerin) sana Allahü teâlânın emrinden daha galip ise, sen hevana, Allahü
teâlâdan daha çok itaat ediyorsun demektir.
E’ûzü’yü okuyunca, şeytanın senin
düşmanın olduğunu, senin, Allahü teâlâya yalvarıp yakarmanı, Allahü teâlâya
secde etmeni, hasedinden dolayı kalbini Allahü teâlâdan çevirmek için fırsat
kolladığını, kibrinden dolayı Âdem’e (aleyhisselam) secde etmemesi yüzünden
lanete uğradığını bil. Şeytana itaat etmekten çok sakın. Çünkü şeytana itaat
büyük günahtır.
Kırâatleri (Fâtiha ve zamm-ı sûreyi)
okuyunca, okuduklarının manasını bil. Allahü teâlânın o okuduklarında sana olan
emrini ve yasaklarını bil. Rükû yaptığın zaman, Rabbinin azamet ve
kibriyâsını çok yüce, kendi nefsini ise hor ve hakîr olarak gör. Allahü teâlâ
her büyükten daha büyüktür. Bu manayı kalbine ve diline yerleştirmek için,
Rabbini tesbihi tekrarla. (Yani “Sübhâne Rabbiyel-azîm” de!) Secde ettiğin
zaman, en şerefli âzân olan yüzünü, ayak altında çiğnenen toprak üzerine koy.
Çünkü, sen topraktan yaratıldın ve yine oraya döneceksin. Bu anda Allahü
teâlânın büyüklüğünü hatırlayarak, “Sübhâne Rabbiyel-a’lâ” de ve bunu tekrar
ile bu inancını kuvvetlendir.
Teşehhüdde otururken, Allahü teâlânın
huzûrunda olduğunu düşünerek edepli bir şekilde otur ve “Ettehiyyâtü” duâsını,
manasını bilerek oku. Selâm verdiğin zaman, hazırda bulunanlara ve meleklere
selâm vermeyi ve namazın sona erdiğini niyet etmelisin.
Allahü teâlânın fadlı ve keremi ile bu
ibadeti yapmaya muvaffak olduğunu bilerek O’na şükretmeyi ve bu namazı, son
namazın olduğunu ve belki gelecek namaz vaktine kavuşamayacağını hatırlayarak,
gizli ve aşikâr kusurlarından dolayı Allahü teâlâdan kork ve hayâ et!