Nefsin hîle ve tuzaklarına karşı çok uyanık olmalı!..
11/10/2024 Cuma Köşe yazarı V.T
"Bu ne biçim gece ki, sabah yaklaşmaz ona/Bahtımın sabahı yok, sabahın
günâhı ne?"
Kutb-i Âlem Şeyh Nûreddîn hazretleri Hindistan
evliyâsının tanınmışlarındandır. 1410 (H.813) senesinde Pendûh şehrinde vefât
etti. Babası Alâül-hak'ın hânegâhında, babasının husûsî hizmetlerinde bulunarak
kemale geldi. Hilâfet verilerek, babasından sonra talebe yetiştirdi. En büyük
halîfesi Şeyh Hüsâmeddîn Mankpûrî'dir.
Şeyh Nûreddîn hazretleri buyurdu ki: "Bizim
bulunduğumuz tasavvuf yolunda üç esas vardır. 1- Hesâba çekilmeden evvel
kendini hesâba çekmek. 2- (İki günü aynı hâlde olanlar
aldanmışlardır) hadîs-i şerîfine uyarak, hep ilerlemeye gayret etmek. 3-
Havatırı (kalbe gelen düşünceleri) yok etmek, gidermektir. Hep Allahü teâlâyı
hatırlamaktır."
"Riyâzetin (nefsin arzularına uymamanın) sonu
odur ki, kalbini aradığı zaman, Hakk'ın zikrinde ve hizmetinde bulsun. İster
uykuda, ister uyanıklıkta olsun, aynen bir çocuk gibi olmalıdır. Çocuk bir
şeyin sevgisi ile yatıp uyuyunca, uyandığında hemen o şeyi arar."
"Cömertlikte güneş gibi, tevâzuda su gibi,
tahammülde de toprak gibi ol. Halkın cefâsına katlan."
Nûr Kutb-i Âlem hazretlerinin bir Mektûbât'ı
vardır. Son derece tatlı ve latîf olup, dert ve muhabbet ehlinin diliyle
yazılmıştır. Bu Mektûbât'tan bir bölüm şöyledir:
"Ömrüm boşa geçti. Maşûkun kokusunu alamadım.
Hayret sahrâsında ve hasret meydanında başıboş top gibi döndüm durdum. Beyt:
Bu ne biçim gece ki,
sabah yaklaşmaz ona/Bahtımın sabahı yok, sabahın günâhı ne?
Yaş altmışı geçti, ok elden çıktı. Nefs-i
emmârenin şerrinden kurtuluş olmadı. Elde hava, ciğerde ateş, gözde yaş kaldı.
Pişmanlık ve mahcûbiyetten başka kazanç, dert ve âhdan başka yol yok. Ne kadar
çırpındıysak da maksada kavuşamadık. Rubâi:
Murâda erem dedim, hiç müyesser olmadı.
Yâr cefâsından pişmân olur dedim, olmadı.
Dedim ki belki zaman, bana yardımcı olur.
Bahtım belki açılır, dediysem de olmadı.
Dünyâ aldanma yeri, nefis ziyânkâr, Hak ise çok
gayretlidir. O hâlde kalbde nasıl neşe olabilir. Allahü teâlâ Dâvûd
aleyhisselâma vahyedip buyurdu ki: [Ey Dâvûd! Günahkârlara müjde ver ki, ben
gafûrum (çok magfiret ediciyim). Sıddîkları da korkut ki, ben
gayûrum (çok gayretliyim).]
Ey can kardeşim! Senelerce nefs-i emmâreye
riyâzetler çektirdik. Buna rağmen onun şerrinden kurtulamadık. Âhirette
kurtulmak için, nefsin hîle ve tuzaklarına karşı çok uyanık olmalı, ondan
Allahü teâlâya sığınmalıdır."