Dünyanın incisi İstanbul'da yaşamak...
14/10/2024 Pazartesi Köşe yazarı R.A
Seyyid Abdülhakîm Arvasî (rahmetullahi aleyh) buyurdu ki: “İstanbul’un
kulübesi, Anadolu'nun köşkünden evlâdır...”
Malûm olduğu üzere, İstanbul hakkında, onlarca-yüzlerce kasîde,
gazel, şiir, şarkı, türkü söylenmiş; kitap ve makâle yazılmış; pekçok
araştırma yapılmıştır.
Meşhûr Osmânlı şâirlerinden “Şâir Nedîm” demiştir
ki: “Bu şehr-i Stanbûl ki/bî-misl ü behâdır;/Bir sengine yekpâre/Acem
mülkü fedadır.”
Dârul-fünûn müderrislerinden Seyyid Abdülhakîm
Efendi (rahmetullahi aleyh):
“İstanbul’un kulübesi, Anadolu'nun köşkünden evlâdır”
demektedir.
Onun talebesi merhûm Sultânüş-şuarâ Necip
Fâzıl Kısakürek de: “Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyâr” demiştir.
Türkmenlerin de bir atasözleri var:
“İstabul’u görmegen, âleme gelmegen” [İstanbul’u
görmeyen, dünyâya gelmemiş sayılır] diyorlar.
Bilindiği üzere, İstanbul’un hemen her köşesi, târihî
ve turistik özelliklere sâhiptir. Hepsini saymak, âdetâ mümkün
değildir... Türkiye gazetesi ile promosyon olarak verilen “İstanbul
Evliyâları” isimli 2 cildlik eserde [478 + 478 sayfa] (77 + 107 = 184
biyografi) var; orada İstanbul’da yatan pekçok Sahâbe, Ulemâ ve Evliyâ
türbesi zikredilmiştir.
Peygamber Efendimiz, İstanbul’u fethedecek kumandânı
ve orduyu, asırlar öncesinden müjdelemiştir. Bu müjdeye lâyık
olabilmek için, milyonlarca Müslümân, İstanbul yollarına düşmüştür. [İstanbul’un
fethini müjdeleyen hadîs-i şerîf hakkında, M. Ü. İlâhiyat
Fakültesinden emekli bir hadîs profesörü arkadaşımız, Ahmed İbn-i Hanbel
hazretlerinin “Müsned”i, Ebû Abdillah el-Hâkim
en-Neysâbûrî’nin “el-Müstedrek ale’s-Sahîhayn”i, İmâm
Buhârî’nin “et-Târîh”i başta olmak üzere, 19 kaynak zikretmiştir.
İstanbul Üniversitesi İlâhiyât Fakültesindeki diğer bir hadîsçi meslektâşımız
ise kaynakları 24’e ulaştırmıştır.]
İstanbul anılınca, hemen hâtıra Hâlid bin Zeyd Ebû
Eyyûb el-Ensârî (Eyüp Sultân) ve Peygamber Efendimizin süt kardeşi
Şeybetü’l-Hudrî gibi Sahâbe-i kirâm gelmektedir.
Yine, Murâd-ı Münzevî, Mehmed Emîn Tokâdî,
Abdülfettâh-ı Akrî, Azîz Mahmûd Hüdâyî, Sünbül Sinân Efendi, Merkez Efendi,
Beşiktâşlı Yahyâ Efendi (kaddesallahü esrârehümül-aliyye) gibi nice
büyük zâtlar da hâtıra gelmektedir.
Kezâ, 29 Osmânlı Sultânı,
Vâlide Sultânlar, Şehzâdeler, Hanım Sultânlar, pekçok Sadrazam ve
Vezîrler, daha birçok meşhûr zât İstanbul’da yatıyor.