Kılınmayan namaz, kaza edilir
18/07/2019 Perşembe Köşe yazarı O.Ü
“Namazı bilerek terk etmek büyük günahtır ve farzları hemen kaza etmek
farzdır."
Sual: Beş vakit namazdan herhangi birini vaktinde kılamayan kimsenin, bu
namazı kaza etmesi gerekmez diyenler oluyor. Gerçekten vaktinde kılınmayan
namaz kaza edilmez mi?
Cevap: Câmi-ul-ezherin Cameroun cumhuriyetindeki mümessili, temsilcisi üstaz
İbrahim Muhammed Neşât hazretleri, İslâm kültürü kitaplarının altıncısında
diyor ki:
“Namazı bilerek terk etmenin büyük günah ve farzları hemen kaza etmenin
farz olduğunu, cumhûr-ı ulemâ bildirmektedir. İbni Teymiyye, namazı amden,
bilerek terk edenin kaza etmesi lazım değildir. Kaza kılması sahih olmaz. Çok
nafile kılması, çok hayrat, hasenat ve istiğfar yapması lazım olur dedi. Daha
önce İbni Hazm da, uzun yazıları ile böyle uygunsuz fikirler ortaya atmıştı.”
İbni Teymiyye ve İbni Hazm, hükmü şüpheli olan âyet-i kerimeleri ve hadîs-i
şerifleri tevil ettiler. Yani, yanlış manalar vererek, Ehl-i sünnetten
ayrıldılar. Böylece, hayırlı işlerin, namaz yerine geçeceği sapıklığını da
körüklemişlerdir. İslâmiyette açtıkları yaraların en zararlı olanlarından biri
de, bu olmuştur. Halebî-i kebîrde deniyor ki:
“Özürlü ve özürsüz olarak namazı terk edenin, bunun farzını kaza etmesi
lazımdır. Yalnız Hanbeli mezhebinde, namazı özürsüz terk eden mürted olacağı,
dinden çıkacağı için, namazını kaza etmesi lazım olmaz. Önce, küfürden tevbe
etmesi lazım olur.” Yine Halebî-i kebîrde deniyor ki:
“Namaz kılmak, farz olduğu için, inanmayan kâfir olur. İnanıp da, terk
eden, yani özürsüz kılmayan fasık olur. Kitap, sünnet ve icma ile açıkça
bildirilmiş olan farzların hepsi böyledir. İctihad ile anlaşılmış farzlara
Mukayyed denir. Bunlara inanmayan kâfir olmaz.”
Bunlara da ehemmiyet vermeyen, aklına uyup, müctehidin hükmünü beğenmeyen
kâfir olur.
***
Sual: İstidrac nedir ve insanı neye ve nereye sürüklemektedir?
Cevap: İstidrac; nefsi cilalanan kimsenin, bilinmeyen şeyler, kendisine
keşfedilmesiyle dalalet uçurumuna düşmesidir. İstidrac; Allahü teâlânın bir
kimseye, isteklerini dünyada vermesidir ki, o kimsenin haddi aşması ve Allahü
teâlâ katından uzaklaşarak, rahmetten mahrum kalmasına sebep olmasıdır.
İslâmiyetten kıl ucu kadar bile ayrılan kimsede, çeşitli hâller hasıl olursa,
bunlara istidrâc denir ve onu dünyada ve ahirette rezil olmaya sürükler.