İnsan başıboş yaratılmadı!
20/07/2024 Cumartesi Köşe yazarı A.D
Allahü teala, başıboş yaratmadığı insanın, ne yapması gerektiğini,
peygamberleri vasıtası ile, kitaplar göndererek bildirmiştir.
Dinsiz kimse ölünce, kendi inancına göre, yok
olacak! İslamiyet’e göre ise, o Cehennemde sonsuz azap görecektir. İnanan
da, sonsuz nimetler içinde yaşayacaktır. Aklı, bilgisi olan bir insan, bu
ikisinden elbette, ikincisini seçer. Sonsuz azapta kalmak, bir ihtimal bile
olsa, bunu hangi akıl kabul eder? Hâlbuki âhiret hayatı, bir ihtimal değil,
apaçık bir gerçektir... Hazret-i Ali, bir ateiste diyor ki: "Biz âhirete
inanıyoruz. Diyelim ki, senin dediğin gibi tekrar dirilmek olmasaydı, inanıp
ibadet etmekle bizim hiç zararımız olmazdı. Ya bizim
dediğimiz gerçek meydana çıkarsa, ki elbette çıkacak, o zaman sen sonsuz
olarak azaba maruz kalacaksın!..
Öldükten sonra başına gelecekleri düşünmeyene,
kendisini ebedî tehlikeye atana akıllı denebilir mi? Kur’ân-ı kerimin çok
yerinde, (Düşünmüyor musunuz?) diye ikaz edilmektedir.
Bir hadis-i şerifte, (Akıllı, Allah’a ve Peygamberine inanan ve
ibadetlerini yapandır) buyuruluyor. (İ. Muhber)
Bir âyet-i kerimede mealen (Sizi boş yere
yarattığımızı mı sandınız?) buyuruldu. (Müminun 115)
Allahü teala, başıboş yaratmadığı insanın, ne
yapması gerektiğini, peygamberleri vasıtası ile, kitaplar göndererek
bildirmiştir. Son peygamber olan Muhammed aleyhisselama gönderilen kitabı ise
Kur'ân-ı kerimdir. Kur'ân-ı kerim çok veciz olduğu için, Peygamber efendimiz
bunu hadis-i şerifleri ile açıklamıştır.
Hadis-i şerifler de, diğer insanların sözlerine göre
veciz olduğundan, bizlerin kolayca anlayabilmesi için âlimler bunları
açıklamıştır. Bu, doktor ve eczacının ilacı hastaya verirken, aç karnına tok
karnına, sabah akşam birer tane, suyla iç, sütle içme gibi tarifine
benzetilebilir. İnsan niçin yaratılmıştır? Bir âyet-i kerîmede mealen, (Cinleri ve
insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım) buyuruluyor.
(Zariyat 56)
Allahü teâlâ, (Bana doğru iman edip emrime
uyan Cennete, uymayan ise Cehenneme gidecektir) buyurmuştur.
İbadetlerin faydası Allahü teâlâya değil, herkesin kendinedir. Maaşla çalışan
bir doktor, bir hastaya ilaç verse, ilacın doktora faydası yok diye o ilacı
kullanmamak akla uygun değildir. Zehir içsem doktora ne zararı olur diyerek
zehir içmesi de ahmaklıktır. İşte, günahlarımın Allah’a bir zararı yok diyerek,
her çeşit günahı işlemek akıllı insanın yapacağı iş değildir. Herkesin yaptığı
ibadetin faydası kendisinedir...
"Hiç kimsenin ibadetine Allah’ın
ihtiyacı yoktur. İbadet etsek de etmesek de Allah'a bir faydası ve zararı
yoktur" diye, yanlış düşünen kimse, perhiz yapmayan hastaya benzer.
Bu hastasına doktor, perhiz tavsiye ediyor. Bu ise, "Perhiz yapmazsam doktora
hiç zararı olmaz" diyerek, perhiz yapmıyor. Evet, doktora zararı
olmaz, ama kendine zarar vermektedir. Doktor, kendine faydası olduğu için
değil, onun hastalıktan kurtulması için, perhiz yapmasını tavsiye etmiştir.
Doktorun tavsiyesine uyarsa, şifa bulur. Uymazsa ölür gider. Doktorun bundan
hiç zararı olmaz. Bunun gibi, "Allah’ın benim ibadetime ihtiyacı
yok" diyerek ibadetten kaçanlar da, Cehenneme gider...