Abdest alan râhip!..
18/12/2024 Çarşamba Köşe yazarı A.U
Câfer-i Sâdık hazretlerine, bir gün “iki genç” gelip, “Efendim, bize abdestin
fazîletinden anlatır mısınız” dediler.
Büyük velî, “peki” dedi.
Şu hadîs-i şerîfi nakletti:
(Ümmetimin abdest uzuvları, mahşer karanlığında öyle
nûrlu olur ki, etrâflarına ışık saçar. Başkaları onlara gıbtayla bakıp, keşke
biz de bu ümmetten olsaydık diye hayıflanırlar.)
Sonra o gençlere;
“Eski peygamberlerin kitaplarında ‘Bir şeyden
korkan kimse, hemen abdest alırsa, o şeyin zararından korunmuş olur’ diye
okumuştum” buyurdu.
Ve şu hâdiseyi anlattı:
Bir yere gidiyordum...
Bir râhibin evini görünce durup onu îmâna dâvet etmeyi
düşündüm...
Varıp çaldım kapıyı.
Ama kapı açılmadı.
Birkaç dakika sonra râhip elinde havluyla çıkıp;
“Beklettim, özür dilerim” dedi.
Sordum:
“Niçin geç açtınız?”
“Abdest alıyordum.”
“Niçin?”
“Sizi pencereden görünce heybetinizden korku geldi
kalbime! Hemen abdest almaya gittim. Zîra Tevrat'ın tavsiyesi böyledir.”
“Ne tavsiye ediyor?”
“Bir şeyden korktuğun zaman abdest al ki, ondan zarar
görmeyesin, yazıyor.”
Tam vaktiydi...
“Size bir teklîfim var, Müslüman olur musunuz?” dedim.
Râhip Kelime-i şehâdeti okuyup îmânla
şereflendi. Bir abdest sebebiyle ebedî cehennemden kurtuldu.