Otuz dokuzu gam, biri ferahlık denizi!
19/09/2019 Perşembe Köşe yazarı V.T
"Hak teâlâ yetmiş bin meleğe emretti. Cennetten su getirdiler, o
toprağa döktüler."
Ali Musannifek hazretleri Hanefî âlimlerinden ve Fahreddîn-i Râzî’nin
torunlarındandır. 803 (m. 1401)’de İran’ın Bistâm kasabasında doğdu. 875 (m.
1470)’de İstanbul’da vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:
Allahü teâlâ, Âdem aleyhisselâmı yaratmak istediği zaman Cebrail
aleyhisselâma;
"Gidip yerden bir miktar toprak getir!" diye emretti. Cebrail
aleyhisselâm yere geldi. Toprak alacağı sırada, yer feryâd edip;
"Allahü teâlânın büyüklüğüne sığınırım. Bugün benden bir şey alma.
Zîrâ yarın Cehenneme girerler" dedi ve çok yemin verdirdi. Cebrail aleyhisselâm
yerin bu hâline acıyıp toprak almadı. Boş el ile Hak teâlâya döndü. Cenâb-ı
Hak;
"Niçin boş geldin?" diye hitab edince;
"Yâ Rabbî! sana malûmdur ki, emrini yapmamaya niyet etmedim. Keremine
güvenerek yerin ağlayıp sızlamasına acıdım. Onun için toprak almadım"
dedi.
Sonra toprak almakla Mikâil aleyhisselâm görevlendirildi. O da yere
şefkatinden dolayı eli boş döndü. Sonra İsrafil aleyhisselâm bu işle
görevlendirildi. O da toprak almadan döndü. Daha sonra Azrail aleyhisselâm
yerden toprak almakla görevlendirildi. Azrail aleyhisselâm yere indi. Her
kıtadan bir miktar toprak aldı. Bunları Mekke ile Tâif arasına koydu. Kırk
arşın yüksekliğinde bir yığın oldu. Bir rivayette Azrail aleyhisselâm toprağı
alacağı zaman yer feryâd etti. Bu sırada Allahü teâlâdan şöyle bir nidâ geldi:
“Ey zemin, üzülme! Senden aldığımı güzel bir şekilde sana iade edeceğim.
Cansız toprak alıp, ârif-i billah gönderirim. Siyah toprak aldım. Ay yüzlü,
beyaz âzâlı olarak iade ederim.”
Sonunda dünyânın her yerinden toprak alındı. Çeşitli renkleri vardı. Onun
için insanoğlu da çeşitli renk ve şekillerde, çeşitli tabiat ve huylarda halk
olundu.
Sonra bu toprak yığınının üzerine bir parça bulut gönderdi. Kırk gün yağmur
yağdırdı. Bir rivâyette kırk sene yağdı. Otuz dokuzu gam denizlerinden, biri
ferahlık denizinden yağdı. Onun için insanoğlunun üzüntüsü çok, sevinci azdır.
Sonra kırk sabah Âdem aleyhisselâmın çamurunu kudretiyle yoğurdu. Bir
rivâyette, Hak teâlâ yetmiş bin meleğe emretti. Cennetten su getirdiler, o
toprağa döktüler. Sonra bir parça buluta emrolundu. Kırk yıl yağmur yağdırdı.
Siyah renkli bir çamur oldu. Bir rivâyette, sonra kudret güneşi ile o çamuru
kuruttu. Bir rivâyette o çamur kurumadan, vücûd âzâları yapıldı, sonra kurudu.
O kadar kurudu ki, vurulduğu zaman testi gibi ses verirdi. Sonra âzâsı
şekillendi.