Ehl-i sünnet îtikatını öğrenmek farz-ı ayndır
21/12/2024 Cumartesi Köşe yazarı V.T
Kalbe âid bilgileri, yâni ilm-i ahlâk öğrenmek, her erkeğe ve kadına farz-ı
ayndır.
Bahri Efendi Osmanlı âlim ve evliyasının
büyüklerindendir. Samsun’un Vezirköprü ilçesinde doğdu. Tahsil hayâtına Samsun
Sıbyan Mektebinde başladı. Sonra Amasya’ya giderek, buradaki medresede ilim
öğrendi. İlim tahsiline devam etmek için İstanbul’a gitti. Bundan sonra Kâhire’de
Şeyh Murtaza’dan ilim öğrenmek için Mısır’a gitti. Ondan yüksek ilimleri tahsil
edip mezun oldu ve hocası onu insanlara doğru yolu anlatmak için memleketine
gönderdi...
İlimdeki üstünlüğü Sultan İkinci Mahmûd Hana intikâl
edince, Sultan, Bahri Efendiyi İstanbul’a dâvet etti ve çok ihsânlarda bulundu.
Pâdişâhın kâtiplerinden Süleymân Feyzi Paşa, Bahri Efendiyi Mısır’dan
tanıyordu. Süleymân Feyzi Paşa, Çorum’da yaptırdığı medreseye Bahri Efendiyi
müderris tâyin etti. Ömrünün sonuna kadar bu medresede talebe yetiştirmekle
meşgûl olan Bahri Efendi, birçok eser yazdı. 1825 (H.1241) senesinde Çorum’da
vefât etti...
Bu mübarek zat, bir dersinde şunları anlattı:
Kalbe âid bilgileri, yâni ilm-i ahlâk öğrenmek, her
erkeğe ve kadına farz-ı ayndır. Meselâ (Hıkd) “yâni kin
bağlamak”, (Haset) [Başkasında bulunan nîmetim onda olmayıp,
kendinde olmasını istemektir. Onda olduğu gibi, kendisinde de olmasını istemek
haset değildir. Buna (Gıbta) etmek, imrenmek denir ki
sevaptır] (Kibir) [Kendini büyük bilmek, üstün görmektir.
Kibrli olana karşı kendini büyük göstermek, kibir olmaz. Sadaka vermek gibi
sevap olur], (Sû'i zan) etmek [İyi insânı fena bilmek] gibi
şeylerin haram olduğunu öğrenmek, her mümine farz-ı ayndır...
Görülüyor ki, îmanı, yâni Ehl-i sünnet îtikatını kısaca
öğrenmek ve iyi ve kötü huyları öğrenmek, farz-ı ayndır. Yâni, herkesin
öğrenmesi farzdır. Abdesti, guslü, ve orucu ve haramları da, her Müslümanın
öğrenmesi farz-ı ayndır. Cenâze yıkamasını, ölüye hizmeti ve sanat ve ticâret
bilgilerini öğrenmek farz-ı kifâyedir. Yâni lâzım olan kimselerin öğrenmesi
farz olup, başkalarına farz olmaz. Fakat, lüzûmu kadar kimse öğrenmezse, bütün
Müslümanlar, hükûmet ve millet, büyük günaha girer. Ulûm-i nakliyyeden yâni din
bilgilerinden kendine lâzım olanları öğrenmek farz-ı ayndır. Bundan fazlasını
öğrenmek ve ulûm-i akliyyeden faydalı olanları öğrenmek farz-ı kifâyedir. Bir
âyet ezberlemek, herkese farz-ı ayndır. Fâtihayı ve üç âyet veya bir kısa sûre
ezberlemek vâcibdir.
Kur'an-ı kerimin hepsini ezberlemek
farz-ı kifâyedir. Kendine lâzım olmayan fıkıh bilgilerini öğrenmek, hâfız
olmaktan daha iyidir.